Examples of using "روما" in a sentence and their turkish translations:
Roma'da bulundum.
Roma eski bir şehirdir.
Eski Roma'da kadın kendi mallarını
Ama Roma da bunun farkına varmıştı.
Eski Roma'da kadın bekarken babasına
- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.
Tüm yollar Roma'ya çıkar.
Burası Roma'da bir konser salonu.
Ben, Roma'ya yakın bir yerleşim yerinde çalışıyorum.
Fakat Fabius'un stratejisi o zamanlar Roma'da çok meşhur değildi.
Romada iken Romalılar gibi davran.
Ticinus'ta ki büyük yenilgisi Roma için ağır sonuçlar getirdi:
Eski Roma'da da böyledir aslında
Bir bakalım mı Eski Roma'yla bizim atalarımızın arasındaki
Eski Roma'da ayrılık durumunda ise malı geri alabiliyordu
Eski Roma'da kadın eve kapatılmazdı
Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı
Hannibal, muhtemelen Roma'nın en zengin bölgesi olan Ager Falernu Vadisi'ni talan etmişti.
Gnaeus Cornelius Scipio Calvus Roma'nın İberya'daki pozisyonunu sağlamlaştırıyordu
Saguntumlular Roma'dan yardım talep etti ancak Romalılar İlliryalılar'la savaşmaktaydılar.
Hannibal, Roma'ya yürümekten vazgeçmesinin ardından, Apenin Dağları'nın öbür tarafına geçti.
Akdeniz'in bu yarısında senatoya stratejik avantaj sağlayan durum Gnaeus'un Roma'dan...
Roma ve Avingon'da her iki papa da Türklere karşı bir haçlı seferi başlattı,
Ager Falernus mağlubiyetinden önce bile, Roma'daki ve ordu içindeki birçokları diktatörün pasif stratejisine güceniyordu.