Translation of "قاعة" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "قاعة" in a sentence and their turkish translations:

أنا في قاعة الإنتظار.

Bekleme salonundayım.

القسم الثاني، قاعة محكمة الجنايات.

Kısım iki, ceza mahkemesi.

في روما هنا، قاعة احتفالات موسيقية.

Burası Roma'da bir konser salonu.

إنه بيت مفتوح، قاعة احتفالات موسيقية

açık bir ev, bir konser salonu

أو نسر يطير بحرية في قاعة المحاضرات،

oditoryumda özgürce uçan bir kartal

لكن عندما دخلت قاعة المحاضرة وجدتها مظلمة وغائرة.

Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı.

والمفاجأة، بعد أسبوعين كان جالساً في قاعة المحكمة.

Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.

مائدة العشاء الأخيرة على جدار قاعة طعام الدير

Bir manastırın yemek salonun duvarına resmedilmiş son akşam yemeği tablosu

وأذكر عندما جلست في قاعة المحكمة وعرفت أننا فزنا.

Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için

قام ابن عمه هجورفارد بهجوم فجر مفاجئ على قاعة الملك.

Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.

ومما أثار دهشتهم أنهم اكتشفوا موقع قاعة ضخمة تلو الأخرى.

Ve şaşırtıcı bir şekilde, birbiri ardına devasa bir salonun yerini keşfettiler.

في المقابل، فكروا في شخص يعيش على بعد ثلاثة مباني من قاعة الحفلات.

Tersini, konser salonunun üç blok ötesinde yaşayan bir insanı düşünün.