Translation of "القديمة" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "القديمة" in a sentence and their turkish translations:

‫في السقائف القديمة.‬

hem depolarda bulunabilirler.

في اليونان القديمة مثلًا

Antik Yunanistan'da mesela

‫انظر، بعض الأدوات القديمة.‬

Hey, bakın. Eski aletler var.

النساء في روما القديمة

Eski Roma'da kadın kendi mallarını

هوايتي زيارة المعابد القديمة.

Hobim eski tapınakları ziyaret etmektir.

هوايتي جمع اللعب القديمة.

Hobim eski oyuncaklar toplamaktır.

أُحب تعلم اللغات القديمة.

Eski dilleri öğrenmeyi severim.

يجمع توم العملات القديمة.

Tom eski paraları toplar.

أٌشتق من الكلمة القديمة "حارس"

"Koruyucu" anlamındaki antik sözcükten türemiş.

وبحثتُ في الرموز التقليدية القديمة،

Klasik sembolleri düşündüm:

وتلك الخبرة القديمة المتعلقة بالنجوم.

sonsuz bir ilham kaynağıdır.

وثائق الصور القديمة غير متوفرة

eskiye dair belgeler fotoğraflar pek bulunmuyor

تنتظر المرأة في روما القديمة

Eski Roma'da kadın bekarken babasına

المدينة القديمة مقصد سياحي مشهور.

Eski şehir popüler bir turistik yerdir.

‫يبدو أنه واحد من المناجم القديمة.‬

Eski bir maden kuyusuna benziyor.

كان هناك مجتمع في العصور القديمة

çok eski zamanlarda bir topluluk vardı

الكنيسة القديمة تقع في شمال المدينة

Eski kilise şehrin kuzey kısmında yerleşik.

الإيجارات القديمة كانت حول الدخل غير المكتسب.

Klasikler için kira, kazanılmamış gelirle ilgiliydi.

وأصبح واضحاً أن كثيراً من النظم القديمة

Kendimiz için icat ettiğimiz

‫وأوكار الثعابين تحت الأرض ‬ ‫والبلدات القديمة المهجورة،‬

yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

Of Kings ؛ هناك Fornaldarsögur ، ملحمة العصور القديمة.

Sagaları ; Fornaldarsögur, Eski Zamanların Sagaları var.

مكانٌ مختلف، لكن نفس القصة القديمة لسوء الحظ.

Yer farklı ama maalesef hikâye aynı eski hikâyeydi.

كان الرجال المبدعون يواجهون بعض التحديات العقائديّة القديمة.

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

بالواقع علينا العودة إلى الوراء إلى اليونان القديمة.

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

كُشِفت حديثًا حقائق جديدة فيما يتعلق بالصين القديمة.

Son zamanlarda eski Çin hakkında yeni gerçekler gün ışığına çıktı.

لعب Gutties ، لاحظ لاعبي الغولف أن كراتهم القديمة ،

Gutties oynarken, golfçüler eski toplarının,

يمكننا أن نتعلم حروبنا القديمة من مصادر صينية وروسية

eski savaşlarımızı Çin ve Rus kaynaklarından öğrenebiliyorduk

لكن في العصور القديمة لا نواجه مثل هذه الأمراض

ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz

في الواقع ، هذا هو الحال أيضًا في روما القديمة.

Eski Roma'da da böyledir aslında

دعونا نرى ما إذا كانت بين روما القديمة وأجدادنا.

Bir bakalım mı Eski Roma'yla bizim atalarımızın arasındaki

في حالة الانفصال في روما القديمة ، يمكنه استعادة الملكية

Eski Roma'da ayrılık durumunda ise malı geri alabiliyordu

في روما القديمة ، لم تكن المرأة مغلقة في المنزل

Eski Roma'da kadın eve kapatılmazdı

السنوات الخمسون التالية أعتبرت بمثابة العصر الذهبي لليونان القديمة

Sonraki elli yıl, Yunanların altın çağıydı.

هل أنت تفكر جديا في شراء هذه السيارة القديمة؟

O eski arabayı satın almayı ciddi olarak düşünüyor musun?

يمكن أن تصبح قادراً على أن تتحرر من القصص القديمة

geçmiş hayatına ait anıların pençesinden bile kurtulabilirsin.

‫بعد حوالي 30 عاماً من العمل‬ ‫مع هذه الحيوانات القديمة،‬

Bu kadim hayvanlarla neredeyse 30 yıl çalışmış

وعندما تضيفون الكلمة اليونانية القديمة "أغلتوس" التي تعني "جميل وجيد".

"Agathos" kelimesini eklediğinizde "güzel ve iyi" anlamına gelir.

هناك أيضًا 70 دولارًا خارج التداول المستخدم في العصور القديمة.

Eski zamanlarda kullanılan tedavülden kalkmış bir 70 dolar da çıkıyor üstelik

ومع ذلك ، تستمر العادات التركية القديمة في المزيد من المناطق الريفية.

Fakat daha kırsal bölgelerde yine eski Türk adetleri devam ediyor

خوليو يتأرجح في الأرجوحة الشبكية التي علقتها تحت شجرة البلوط القديمة.

Julio, eski meşe ağacına kurduğum salıncakta sallanıyor.

‫اعتقدت القبائل القديمة أن ارتداء‬ ‫قرن وحيد القرن من شأنه صد الأعداء.‬

Eski kabileler gergedan boynuzu takmanın düşmanları uzak tuttuğuna inanırdı.

لدينا عدد كبير من الملاحم ، مكتوبة بلغة الفايكنج الخاصة وهي اللغة الإسكندنافية القديمة.

Vikinglerin kendi dili olan Eski İskandinav dilinde yazılmış pek çok destanımız var.

وفقًا للملاحم الإسكندنافية القديمة ، كان لديهم قاعدة محصنة على ساحل البلطيق ، في جومسبورج.

Eski İskandinav destanlarına göre, Baltık kıyısında Jomsborg'da müstahkem bir üsleri vardı.

لا أفهم لِمَ يخاف الناس من الأفكار الجديدة، أنا خائف من الأفكار القديمة.

İnsanların yeni fikirlerden neden korktuklarını anlayamıyorum. Ben eskilerinden korkarım.

سنلقي نظرة على خمسة مشاهد موت شهيرة من الملاحم الإسكندنافية القديمة ، لنرى ما يمكنهم

Bize 'Viking zihniyeti' hakkında ne söyleyebileceklerini