Translation of "دليل" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "دليل" in a sentence and their turkish translations:

هذا دليل علمي

İşte bilimsel kanıt.

- لا أملك أي دليل.
- لا أملك دليلا.
- ليس لدي دليل.

Hiç kanıtım yok.

وظهور الفاكهة دليل على تحولها

Meyve, onun bu dönüşümünün kanıtıdır.

يقول دليل الأعمال التجارية اليوم:

Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:

هي بالفعل خير دليل يمكننا أن نلحظه.

aslında en görülebilir olanı.

على الرغم من عدم وجود دليل كامل

Tam bir kanıt olmasada

أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.

veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

ويقول دليل المدير التنفيذي أن الهدف هو المساهمون.

CEO oyun kitabına göre ise “hissedarlar.”

هذا هو أول دليل على الحياة في Göbeklitepe

yani göbeklitepe yerleşik hayata geçmenin ilk kanıtı

هذا هو أكبر دليل على السفر عبر الزمن.

Zaman yolculuğuna en büyük kanıtta budur zaten

هذا هو دليل Epic History TV لمشاة نابليون.

Bu, Epic History TV'nin Napolyon'un Marshals rehberidir.

- ألي بدليل الهاتف؟
- أيمكنني أن أتصفح دليل الهاتف؟

Telefon rehberine bakabilir miyim?

في الوقت نفسه ، أكبر دليل على التطور هو الخفافيش.

aynı zamanda evirimin en büyük kanıtı da yarasalardır

هناك دليل لا يقبل الجدل أن توم هو اللص.

Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.

التقيت المحامي القديم الجيد الذي عمل في رابطة دليل الكلاب.

Rehber Köpekler Derneği için çalışan o dünya güzeli âmâ avukatla tanıştım.

يقول دليل اليوم أن على الأعمال أن تبقى بعيدةً عن السياسة.

Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.

يقول دليل اليوم أن المدير التنفيذي يعمل تحت إشراف مجلس الإدارة.

Şu andaki kitaba göre CEO’lar yalnızca yönetim kurullarına sorumludur.

وإذا كنت بحاجة إلى أي دليل آخر، فأنا متباينة عصبيا، نعم،

Nörolojik olarak farklı olduğuma başka kanıt istiyorsanız