Translation of "يقول" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "يقول" in a sentence and their turkish translations:

يقول: "تهانينا!

E-postada şöyle yazıyordu "Tebrikler!

يقول: "موكتور،"

"Moktor" demeyi sürdürürken

هو يقول

diyordu

كان يقول

laf söylüyordu

يقول الرجل

Adam diyor ki

ماذا يقول؟

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

يقول أتاتورك:

Atatürk de diyor ya,

يقول مهنة التدريس.

Diyor ki benim öğretmenliğimdir.

كمثال،هو يقول:

mesela,

وهي مفهوم يقول

ve bu kavrama göre

يقول Kadir Özkaragöz

Kadir Özkaragöz ise diyor ki

يقول ناميك ساري

Namık Sarı diyor ki

هناك من يقول

Diyenler var ya

ماذا يقول الرجل؟

Adam ne söylüyor?

من يقول هذا؟

Onu kim söylüyor?

البنك مسؤول عن حماية أموالك. من يقول هذا؟ يقول القانون.

senin paranı korumakla banka sorumludur. Kim diyor bunu? Kanun diyor.

وكما يقول أحد الآباء:

Bir ebeveyn, birinci sınıfa giden çocuğun

والبعض يقول حتى بالولاية.

hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.

يقول الناس في أوروبا

Avrupa'da ki insanlar şunu söylüyor

يقول أنه يجمع المال

para topladığını söylüyor

يقول لديهم نسخ فقط.

Ellerindeyse sadece kopyalarının bulunduğunu söylüyor

فماذا يقول العلم عنه؟

peki, bilim ne diyor bu konuda?

ألن يقول أحد الحقيقة؟

Birileri gerçekleri anlatmayacak mı?

يقول محمد عاكف أرصوي:

Mehmet Akif Ersoy diyor ki:

أتوقعت أن يقول الحقيقة؟

Onun gerçeği söyleyeceğini gerçekten bekliyor muydunuz?

افعله كما يقول لك.

- Onu, onun senin yapmanı istediği şekilde yap.
- Onu, onun dediği yoldan yap.

في البداية، يقول مايكل كورليوني:

başlangıçta Michael Corleone diyor ki

‫يقول جهاز التتبع إنها هنا.‬

Takip cihazı burada olduğunu söylüyor.

يقول دليل الأعمال التجارية اليوم:

Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:

يقول الناس أنني شخصاً لطيفاً...

İnsanlar iyi biri olduğumu söylüyor...

يقول إن هذا زلزال تكتوني.

bu bir tektonik depremdir diyor ya

يقول تابعنا المسمى Batıkan هذا

Batıkan isimli takipçimiz ise şunu söylüyor

يقول أنها ستحتاج 30 مرة

30 katı ihtiyaç olacağını söylüyor

كما يقول. يبدو جيدًا أيضًا

Diyor gibi. Kulağa da hoş geliyor

أنا لا أهتم لما يقول.

Onun ne dediği umurumda değil.

لا أحد يعلم ماذا يقول.

Hiç kimse ne söyleyeceğini bilmiyor.

يمكن لتوم أن يقول شيئا.

Tom bir şey söyleyebilir.

يقول توم بأنه مشغول للغاية.

Tom çok meşgul olduğunu söylüyor.

توم لم يعرفْ ماذا يقول.

- Tom ne diyeceğini bilmiyordu.
- Tom ne dediğini bilmiyordu.

ولكن أنا أفهم ما يقول.

Ancak onun dediğini anlıyorum.

سأكون وكيل المعارف، يقول سأقوم بالتدريس.

Maarif vekili olacağım, öğretmenlik yapacağım diyor.

يقول لي الشيء نفسه مرة أخرى.

aynı şeyi bana geri söylüyor.

‫يقول عالم الزواحف الدكتور "بريان فراي"‬

Herpetolojist Doktor Bryan Fry'a göre

يمكنني أن أجد من يقول العكس."

doğru değil diyen birini bulabilirim."

كان يقول "كلنا سنموت يا سوزي".

''Hepimiz öleceğiz, Susie'' derdi.

يقول شخص ما ، هناك إبادة أرمينية

birileri de çıkar Ermeni soykırımı var der

هناك من يقول أنني سوف أسافر

Hem gezmiş olurum diyenler var ya

في الواقع ، باختصار ، كان دافنشي يقول

Aslında kısacası Da Vinci şunu diyordu

حول ذلك يقول باستمرار الطاقة المنخفضة

bunun hakkında sürekli düşük enerjili diyor

يقول أنا الأفضل في هذا العمل.

ben bu işin en iyisiyim diyor.

يقول الأشخاص الذين زاروا هذه المنطقة

Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,

لا أحد كان يعلم ماذا يقول.

- Hiç kimse ne söyleyeceğini bilmiyordu.
- Kimse ne söyleyeceğini bilmiyordu.

يقول توم بأنه استمتع بالحفلة الموسيقية.

Tom konserden zevk aldığını söylüyor.

يقول توم أنه يُمضي وقتا رائعا.

Tom, harika zaman geçirdiğini söylüyor.

- لا يجب عليك أن تستمع إلی ما يقول.
- ليس عليك أن تستمع إلی ما يقول.

Onun söylediklerini dinlemek zorunda değilsin.

وسمعت صوتًا خافتًا يقول من المقعد الخلفي

Arka koltuktan zayıf bir sesin

يقول سأكون معلماً. سأقوم بدراسات متعلقة بالتعليم.

Diyor ki ben öğretmen olacağım. Ben eğitimle ilgili çalışmalar yapacağım.

يقول "أيها المعلمون، الجيل الجديد هو أثركم".

“Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’’ diye.

يقول: عندما تكون الأمور كما خُطِط لها،

Diyor ki,işler tam da güzel giderken,

بعضكم يقول،"نعم، أنا أعلم هذا مسبقاً."

aklınızdan, ''Ya ya tabii,bunu önceden de biliyordum''

وتم إعطاء المال له، ولكنه ظل يقول:

parayı da cebine koymuş yeni transfer olmuş ama sürekli şunu söylüyor;

بقي الصوت الصغير الذي في عقلي يقول،

kafamdaki cılız ses şöyle deyip durdu:

يقول بعض الناس أن السويد بلد صغير،

Bazıları İsveç'in yalnızca küçük bir ülke olduğunu

‫يقول إنه تأذى لأن الفهد انزعج واهتاج.‬

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

هل يمكن لأحدهم الآن أن يقول لي

Şimdi biri bana söyleyebilir mi,

وسمعت صوتًا صغيرًا يقول: "لديك بو بو؟"

ve küçük bir sesin çıktığını duyuyorum "uf mu olmuşsun?''

يقول بسام أنه مازال لا يكره الإسرائيليين

Bassam hâlâ İsraillilerden nefret etmediğini söylüyor,

علم النفس يقول، من أجل خلق ارتباط،

Psikoloji şunu der: katılım yaratmak için

هذا يجعله يقول هراء لمعلم الشيخ الشيخ

saçma sapan kendine şeyh şıh hoca imam dedirten

يقول البعض جئت إلى هذا العالم للعمل

bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken

توم لا ينسى أبدا أن يقول شكرا.

Tom teşekkür ederim demeyi asla unutmaz.

كان بإمكانه أن يقول: "هذا اختراع مذهل،

Diyebilirdi ki: "Bu mükemmel bir buluş çocuklar,

الذي يقول أن صناعه الراب تعظم التصرفات المشينة

rap sektörünün gençlerin zihnine işleyen ahlaksızca davranışları

كل واحد يقول رأيه عن نوع من الديناصورات.

Herkes bir dinozor hakkında fikirlerini söylüyor.

ثمّ أرسلَ بريداً إلكترونياً لموظفي الشّركة يقول فيه:

Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.

وبالتالي، فإن الطبيب الجيد قد يقول لا أحيانًا،

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

أعتقد أن ما يقول الحقيقة من 9 قرى

sanırım doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar lafı 'cuk' diye oturuyor

يقول هذه موجودة في قاعدة البيانات الخاصة بي

bunlar benim veri tabanımda var diyor

كان يقول ، "أبنائي ، عندما يسمعون بهذا ، سينتقمون مني".

Oğullarım bunu duyduklarında intikamımı alacaklar diyordu.

يقول "لقد كانت مزحة جيدة" ، "حسنًا ، سوف نتركك".

"Çok güzel bir şakaydı" diyor, "peki, seni bırakacağız".

يمكن لأي شخص أن يقول كل شيء عنه

herkes onun hakkında her şeyi söyleyebiliyor

البعض منكم يقول ذلك ؛ من هو المالك حقا؟

Şuan aranızdan bazıları şunu diyor; yahu hakikaten sahibi kim ?

إذا كان هناك من يقول: هذا التوتر الناتج

Bu topluluk karşısında konuşma heyecanı olan

يقول توم بأنه ليس هو من كسر النافذة

Tom pencereyi kıran kişi olmadığını söylüyor.

توم لا يستطيع أن يقول لي ماذا سأفعل.

Tom bana ne yapacağımı söyleyemez.

توم يقول بأن ماري غالباً ما تأتي متأخرة.

Tom, Mary'nin sık sık geç kaldığını söylüyor.

جيسون ويتلوك يقول أن هذه الموسيقى وتصرف هذه الثقافة

Jason Whitlock, bu kültüre ait olan müziğin, tavrın, tutumun eğitim karşıtı,

ويحدق بكم كما لو أنه يقول "هذا ليس طعام!"

"Bu yemek değil!" dercesine size baktığı anlar.

يقول البعض أننا بالفعل نشارك كوكبنا مع ذكاءات فضائية.

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

يقول المؤرخون إنه أثار الدموع من أعين جنوده، وذكرهم

Tarihçilerin belirttiğine göre askerlerin gözlerinden yaşlar getirmişti ve onlara

ومن الذي يقول بأننا سنبقى شركة صغيرة إلى الأبد؟

Sonsuza dek küçük kalacağımızı kim söyleyebilir?

لدينا حصان يقول أن الخميس قادم من يوم الأربعاء.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye bir ata sözümüz var

علاوة على ذلك ، يقول المسؤولون الأمريكيون والمسؤولون الأوروبيون ذلك

Üstelik Amerikalı yetkililer ve Avrupalı yetkililer ise şunu söylüyor

يقول ألبرت أينشتاين: "مرة أخرى معي ليست هي نفسها"

Benimle bir başkasının zamanımız aynı değil diyor Albert Einstein

‫يقول الكثير من الناس‬ ‫إن الأخطبوط أشبه بمخلوق فضائي.‬

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

والرئيسة القاضي كما يقول الاعلام الغربي زوجة الاسد وبنت

bankalarında finansal analist olarak çalışmasının en iyisi, Batılı medyanın eşi Esad kızı