Examples of using "خمس" in a sentence and their turkish translations:
(Beş ton)
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
Beş sene Japonca çalıştım.
Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.
Bana dedim beş dakika izin verin.
Ben beş yıldır İngilizce öğrenmekteyim.
Beş yıldır evliyiz.
Ben 5 saattir sizin için bekliyordum.
Bir nöbet yaklaşık beş dakika sürer.
Jane'in beş el çantası vardır.
Beş ya da on yıl içinde
5 yaşında Fransız bir çocukla karşılaştık
Türkiye'de beş tane depo basıldı
Tren beş dakika içinde hareket ediyor.
ve arabada beş kişiydiler.
üç, dört, belki beş yıl çok çalıştık,
Ama şimdi, beş yıl sonra,
Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi
O sırada sadece on beş yaşındaydık.
Sami artık kırk altı yaşında.
1 yıldan kısa bir süre içinde 5 dergi kapağı.
Yürüyerek beş dakikada parka vardık.
İnşallah, bu beş yıl içerisinde de hedefim, hayalim
Çıkışta gelin benimle konuşun, beş dakika konuşun,
beş yıl boyunca kendi start-up'ımı yönetip şirketim için para topladım.
Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık
Onun beş ağabeyi var.
O, o işte ayda beş yüz dolardan daha fazla kazanır.
Su beş dakika içinde kaynamaya başlayacak.
Hâlâ insan denemelerinden üç ile beş yıl uzaktayız.
ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.
Bugün ABD'de 55.000'den fazla gözaltında göçmen var
5 yıl avukatlık yapmış olanlar direkt Adalet Bakanlığı'na başvuruyorlar
Sadece 5 saniye ya da 10 saniye sabunla yıkasanız bile, elleriniz hala kirli kalır.
O, beş yabancı dil konuşur ama o küfretmek istediğinde annesinin dilinde konuşur.
arazi en az 5-10 yıl süre ile imara açılmıyor.
Bu, Soult'un Yarımada'daki karma sicilinin en aşağılayıcı bölümüydü:
Kennedy'nin kongrede konuştuğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri sadece on beş dakikalık uzay uçuşu
Beş yıldızlı bir otelde kalmak istiyorum.
Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,