Translation of "حياتك" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "حياتك" in a sentence and their turkish translations:

سيلاحقك لبقية حياتك.

sizi hayatınız boyunca takip edecek.

‏‫كيف تغيّرت حياتك؟‬‏

Hayatın nasıl değişti?

لم تبكي في حياتك

ağlamamış hiç hayatında

أصبح نقطة تحول في حياتك

hayatının dönüm noktası oldu

كل ذلك من أجل حياتك ،

Hepsi hayatınız uğruna,

اختفى من حياتك الى الأبد.

Artık hayatınızdan tamamen gitti.

أو أي عدم سعادة في حياتك.

veya hayatınızdaki mutsuzluğu attığınızı.

‫فقط إن كانت حياتك على المحك.‬

Sadece hayatınız söz konusuysa.

‫ما لم تكن حياتك على المحك.‬

Hayat memat meselesi olmadıkça.

هنالك شي ربما تريده في حياتك الآن،

Muhtemelen şu anda hayatında olmasını istediğin bir şey vardır

عندما تكون في نقاط الإنقلاب في حياتك

Hayatın dönüm noktalarında,

إن أردت صنع تغييرات إيجابية في حياتك،

Yaşamınızda olumlu bir değişiklik istiyorsanız

سيكون ذلك أسوأ خطإ ترتكبه في حياتك."

Hayatının en büyük hatası olacak.

إن أردت النجاح في حياتك فاعمل بجد.

Hayatta başarılı olmak istiyorsan, çok çalış.

هل تريد ان تكن نادل لكل حياتك؟

Bütün hayatın boyunca bir barmen olmak ister misin?

قد يسمعها الكثير منكم لأول مرة في حياتك

bir çoğunuz bunu hayatında belkide ilk defa duyuyor

هل رأيت في حياتك " ابن عرس " على الحقيقة ؟ .

Sen daha önce hiç canlı bir gelincik gördün mü?

فأنت تعرف ألم فقدان مكان عشت فيه طيلة حياتك

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

بناؤها أصعب بكثير. هل تندم على أيّ شيء في حياتك؟

Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?

أنت تملك القوة و الحق لتحقق أي شيء تريد في حياتك .

Hayatta yapmak istediklerini başaracak gücün ve buna hakkın var.

أو في القرارات المصيرية كاختيار الشخص الذي ستمضي معه بقية حياتك،

veya kiminle yaşlanacağına karar vermek gibi önemli

فكر في ما يغير حياتك إذا كان لديك مثل هذا الإرث

şimdi bir düşünsenize size böyle bir miras kalsa hayatınızda neler değişir

على أول جبل في حياتنا، عنما تكون ستنطلق من أجل حياتك المهنية.

Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken

ولكن لا تقلق إن كانت حياتك تجعل من الصعب عليك أن تتواصل مع الناس.

Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.

‫لذا، أمامهم طريق عصيب ليسلكوه.‬ ‫لكن هذا هو منهجهم:‬ ‫"عش حياتك واستمتع ومت شابًا".‬

Önlerinde çok zor bir yol var. Ama stratejileri böyle. Hızlı yaşa, genç öl.

- هل لعبت كرة القاعدة في حياتك؟
- هل جربت أن تلعب كرة القاعدة من قبل؟

Sen hiç beyzbol oynadın mı?

صباح الخير أيها الرئيس. ما شعورك بآخر دقائق من حياتك كرئيس؟ أشعر كأيّ يوم عادي.

Sayın başkan, günaydın. Başkanlığınızın son dakikalarında neler hissediyorsunuz? Herhangi bir gün ne hissediyorsam onu.

- علنا، أنا مؤمن بأن عليك الارتقاء في حياتك بجهدك الشخصي.
- لا أخفي موافقتي على أن التقدم في الحياة يجب أن يكون بجهدك الشخصي.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.