Translation of "حقًا" in Turkish

0.027 sec.

Examples of using "حقًا" in a sentence and their turkish translations:

جميلة ومشاركة حقًا حقًا،

gerçekten çok tatlı ve bağlılar

حقًا ضائعة.

Gerçekten kaybolmuştum.

اهتم بي حقًا،

beni gerçekten umursayan

أنا أتفهم حقًا.

Sizleri gerçekten anlıyorum.

أنا فضولي حقًا

Ben gerçekten merak ediyorum

‫ما أروعها حقًا!‬

Tek hissettiğim şey onun saf ihtişamıydı.

كنت مذعورة حقًا!

oldukça paranoyak bir haldeydim.

وهذا شيء مهم حقًا.

İnsanlara davranışlarını değiştirtmek istiyorsanız,

ماذا لو حقًا فهمتم؟

Ya gerçekten ama gerçekten idrak etseniz?

وقد نجح الأمر حقًا.

Ve bu gerçekten çok işe yaradı.

إنه شعور جيد حقًا.

Gerçekten iyi hissettirir.

ونحسن تصميمات شرائحنا حقًا،

ve çip tasarımlarımıza ince ayar yapmak,

إن الأرقام صاعقة حقًا،

Rakamlar gerçekten şaşırtıcı

كنتُ محظوظًا حقًا كممثل.

Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.

حقًا بسبب أمرين اثنين.

iki şeyden ötürü:

وهذا أمر مميز حقًا.

Ve bu gerçekten oldukça farklı.

فهل سيفوز ترامب حقًا؟

peki gerçekten Trump kazanabilecek mi?

لكنها ميزة رائعة حقًا.

Ama gerçekten çok güzel bir özellik.

وإنه يبدو حقًا افتراضا منطقيا

Bu, bilimin ortaya koyduğu uyarıların,

لذا فالأمر ليس خلافيًا حقًا.

Aslında o kadar da tartışmalı bir konu değil.

ولكني كرهت هذا العمل حقًا.

ama işten nefret ediyordum.

بنيتُ قاعدة جماهيرية رائعة حقًا،

Gerçekten muhteşem bir hayran temeli oluşturdum,

وكان ذلك حقًا من حقوقها.

Ve bu onun hakkıydı.

إذا كنت حقًا تشعر بالبطء ،

Eğer gerçekten kendinizi halsiz hissediyorsanız,

من الصعب حقًا إدراك ذلك.

Gerçekten ama gerçekten algılaması çok güç bir olay

أنا حقًا لا أفهم هذا.

Gerçekten bunu anlayamıyorum.

فقد خضتم حقًا رحلة البطل الحقيقي.

gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

ويمكنُ أن يكون ذلك صعبًا حقًا.

Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.

إنه بارع حقًا في حفر الثرى.

Regoliti gerçekten iyi şekilde topluyor.

إنه لرائع حقًا أن يتبعني الرجال

Erkeksi şeylerden bahsettiğimde

وذلك حيث يصبح الأمر معقدًا حقًا.

Ancak bu noktada işler gerçekten karışıyor.

لقد استمتعنا حقًا مع معظم التعليقات

Gerçekten biz yorumların çoğunda çok eğlendik

الأشخاص الذين يحتاجون حقًا إلى العلاج

Gerçekten tedaviye ihtiyaç olan insanlar

‫شعرت بذلك حقًا. ذلك المخلوق الضخم.‬

Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.

هذه الأقسام ليست عازلة للصوت حقًا

Bu duvarların ses yalıtımı yok.

فإني حقًا أشعر أنه شيء غير حساس.

aslında bunun biraz duyarsızca olduğunu düşünüyorum.

عندها تدركون كم هو الوضع مرعب حقًا.

durumun ciddiyetini anlayabiliriz.

هو حقًا المفتاح لإنتاج الطاقة في الدماغ.

beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

وقلت: "ماريو، أريد حقًا شراء هذا المكان".

ve “Mario, gerçekten almak istiyorum,” dedim.

ويوحي هذا أنهم يفعلون شيء صحيح حقًا.

ve bir şeyleri gerçekten doğru yaptıklarını gösteriyor.

الآن، كانت هذه لحظة تعليمية مخيفة حقًا.

Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı.

إلى أيّ قدر نعرف حقًا عن محيطاتنا؟

Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?

لأنني لا أراه حقًا وكأننا شيئان منفصلان.

çünkü bizi iki farklı şey olarak görmüyorum.

‫لا أظن أن ذلك كان مفيدًا حقًا.‬

Pek faydası olmadı.

للتأكد أن هؤلاء النسوة، بإمكانهن حقًا البدأ بالتعافي.

"ne kadar gerekiyorsa o kadar" programı.

فنحن لا نقيس ما يهم حقًا في المستقبل.

Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.

لم أكن أعرف حقًا كيف أستعد لتسلق حر.

Potansiyel bir serbest solo için hazırlanmayı bilmiyordum.

هل كان حقًا أجزاء من هذا الجسم الغريب؟

gerçekten bu UFO'nun parçaları mıydı?

لكنه كان أحد التعليقات التي ضحكنا بها حقًا

Ama gerçekten çok güldüğümüz yorumlardan bir tanesiydi

‫إن كنت تريد حقًا الاقتراب...‬ ‫من بيئة كهذه،‬

Böyle bir ortama gerçekten yakın olmak istiyorsan

‫يستغرق الأمر بضع ثوان لتدرك‬ ‫ما يجري حقًا.‬

Neler olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü.

عما إذا أنت حقًا بحاجة لكأس إضافي من النبيذ.

biri hakkında olabiliyor.

لذلك أريد حقًا التحقق من صحة هذا، لأنه حقيقي.

Bunu gerçekten doğrulamak istiyorum, çünkü olan bu.

وعندما أنام، أفضلُ حقًا أن أنام في وضعية المعانقة.

Ve sarılarak uyumayı tercih ediyorum.

أم أنها حقًا الرغبة في الصلاة في آيا صوفيا؟

yoksa gerçekten bu Ayasofya da namaz kılma isteği mi?

إذن كما نرى من هنا ، أليس هذا مهمًا حقًا؟

Yani buradan da anlıyacağımız üzere çok da önemli değilmiş değil mi

أو يعيد تسليط تركيزك إلى أي الأشياء حقًا ذات أهمية.

yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.

فكرة أن ما نتوق إليه حقًا هو الشوق والحب للآخرين،

Birine duyduğumuz özlem ve sevgi düşüncesi,

ومن خلال الأجهزة اليومية البسيطة التي نعتبرها حقًا مقررًا لنا،

önemsemediğimiz basit, gündelik araçlar,

لأنه كان حقًا أحد الأشياء المعروفة خطأ في المجتمع PTT

Çünkü gerçekten toplumda yanlış bilinen şeylerden bir tanesiydi PTT

إنه نوع من الفكاهة التي هي حقًا قاسية أو قاتمة.

Bu gerçekten oldukça acımasız ya da acımasız bir mizah türüdür.

ولكن المثير حقًا هو أننا نساعدهم على أن يعيشوا لمدةٍ أطول.

En heyecan verici kısmıysa daha uzun yaşamalarına yardım ediyoruz.

في ذلك الوقت كنا نعتقد حقًا أن لدينا المزيد من الوقت.

Daha önceleri daha çok zamanımız var sanırdık.

تذكر تلك الأيام ، كانت لعبة ممتعة حقًا ، لا أعرف لماذا لعبنا

o günleri hatırlayınca gerçekten çok zevkli bir oyundu neden oynadığımızı hiç bilmiyorum

ربما نظرت إليها حقًا ، إذا كان الأمر كذلك ، فأنا أعتذر مقدمًا

Belki de gerçekten siz baktınız eğer böyleyse ben çok özür diliyorum şimdiden ama

إنه مثال آخر حقًا على ... حب الفايكنج ... هل نقول خفة دم ؟!

Yani bu gerçekten başka bir örnek… Viking aşkı… zeka diyelim mi ?!

Lejre ، ذات مرة ليدربورج ، حقًا مركزًا رئيسيًا للقوة في أوائل فترة

Lejre, bir zamanlar Ledreborg, gerçekten de erken Viking

عاد برنامج أبولو إلى مساره الصحيح ، وستكون خطوته التالية قفزة عملاقة حقًا.

Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.

هو أننا يجب أن نساعد أنفسنا إذا أردنا حقًا أن نتجاوز شيئا ما.

bir şeyin gerçekten üstesinden gelmek istiyorsak birbirimize yardım etmeliyiz.

‫كيف يمكن أن تفكّر بهذه السرعة‬ ‫وتتّخذ قرارات مصيرية،‬ ‫أجل، إنه أمر مدهش حقًا.‬

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.