Examples of using "إنك" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok zenginsin.
Sen delisin.
Agresifsin.
- Sen yakışıklısın.
- Yakışıklısın.
Çok naziksin.
- Yorgunsun, değil mi?
- Siz yorgunsunuz, değil mi?
beyninizi değiştirebiliyor olmanız.
Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.
Çok çalışıyorsun.
Sen bir korkak değilsin.
O tehlikelidir.
Anlamadın.
Çok haklısın.
Sen bir öğrenci değilsin.
Sen bir doktor değilsin.
Sen güzel bir çocuksun.
Bazen beni korkutuyorsun.
Sorunu abartıyorsun.
Her zaman beni eleştiriyorsun.
Siz geleceği tahmin etmiyorsunuz;
Sen cinayetten suçlusun.
Onun hakkında yanılıyorsun.
Şimdi çok ileri gidiyorsun.
Şu anda güvenli ellerdesin.
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
Sen bir profesyonelsin, ama ben bir amatörüm.
Sigara içmiyorsun, değil mi?
Çok fazla kahve içiyorsun.
Kim olduğumu bilmiyorsun.
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
Kadınların dilinden anlıyorsun.
Çok cesursun.
Sen hoş bir çocuksun.
Boş konuşuyorsun, arkadaşım.
Çok fazla konuşuyorsun.
Annen gibi konuşuyorsun.
"Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz,
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
Çok iyi yapıyorsun.
Siz çok çalışıyorsunuz.
Sen bir filozofsun, değil mi?
Facebook, bu konuda tarihin yanlış tarafındaydın.
Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.
Asla dinlemiyorsun. Duvara konuşsam daha iyi.
İngilizceyi seviyorsun, değil mi?
Sanırım hep tanımak istediğim sendin.
Her zaman şikâyet ediyorsun.
Bunu bilerek yaptın!