Translation of "الوصول" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "الوصول" in a sentence and their turkish translations:

وأن بإمكانهن الوصول المحكم للعلاج،

Terapiye yoğun bir erişimleri var,

‫ثم أحاول الوصول لطريقة لدخوله.‬

aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.

يمكن الوصول إلى معلوماتك المصرفية

banka bilgilerinize ulaşabilir

وتم الوصول إلى القمة بنجاح‏.

...zirveye ulaşmayı başardılar.

كيف يمكنني الوصول إلى الملعب؟

Stadyuma nasıl gidebilirim?

كيف بإمكاني الوصول إلى هناك؟

Oraya nasıl gidebilirim?

ترفض عموماً منح الوصول لتلك المعلومات،

ve o bilgilerin nasıl kullanıldığını veya 3. partilerle paylaşıldığını

‫أو نحاول الوصول لإحدى هذه الأشجار‬

Ya da bu ağaçlardan birine tırmanıp

‫وعادة،‬ ‫عندما تحاول الوصول إلى المدنية،‬

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

ولا تفكرون حتى في الوصول إليه.

bu yüzden de anahtarı aramamışsındır.

يبدو أن الحافلة تأخرت عن الوصول.

Görünüşe göre, otobüs geç kaldı.

ولكن ليس من السهل الوصول للأخدود العظيم.

Tek sorun şu ki Büyük Kanyon pek ulaşılır değil.

لتكون اكثر قدرة على الوصول للعالم المرئي.

yardım eden teknolojiye evriliyor.

‫أو نحاول الوصول إلى إحدى هذه الأشجار‬

Ya da bu ağaçlardan birine gidip

‫إن تمكنا من الوصول إليه،‬ ‫ستنجح مهمتنا.‬

Ona ulaşabilirsek görevimiz başarıya ulaşmış olur.

"أنا أحاول الوصول لهذا التقاطع في منهاتن،"

gitmeye çalışıyorum" diyen bir bayrağı var.

‫كلما تميّز الصوت، سهل الوصول إلى الهدف.‬

Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.

وعدد صغير من الأنماط يتيح لك الوصول

ve az sayıda model size

هل هذا شيء ممكن دون الوصول إليه؟

kazmadan ulaşmadan böyle bir şey mümkün mü?

على كم الساعة بإمكاني الوصول إلى هناك؟

Saat kaçta orada olabilirim?

من السهل الوصول إلى تلك الجزيرة بالسفينة.

Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.

فيما يتضمن حياتهم، من اجل الوصول لهدف معين.

yaşamları dâhil her şeyi riske atan insanlar.

‫ولكن هل كان يمكننا الوصول إلى "دانا" أسرع؟‬

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

لأنكم تصنعون مكانًا مفتوحًا، ويمكنُ الوصول إليه بسهولة.

Çünkü açık ve erişilebilir bir yer yapmış olursunuz.

والتي ستواصل المساهمة في الوصول إلى التنمية المستدامة.

katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.

حتى قبل الوصول إلى الأجزاء الداخلية لسحابة الشمس

oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan

لا يمكننا الوصول إلى أي مكان بكلمات فارغة

Boş laflarla bir yere varamayız

عند الوصول إلى الدواب، توقف الفيلق في ارتباك.

Bu değirmen hayvanlarına ulaştıklarında lejyonerler şaşkınlıkla kalakaldılar

لكن أستطيع الوصول إلى أشياء كثيرة كما تعرفون،

Ama okumak için birçok şeye erişimim var,

عندما لا يمكن الوصول إلى البرمجيات العصبية في المخ

Sinirsel yazılıma beyinden ulaşamazken

هو شيء نستطيع كلنا الوصول إليه و العمل به

erişim olarak tanımladığımız ve bununla alakadar şeylerdir.

‫هذا هو الأساس، ‬ ‫إن تمكنت من الوصول لهذه القمة،‬

Önemli olan şey, şuraya ulaşabilmem.

‫كلا، لا يمكنني الوصول إليها.‬ ‫سأصل في المحاولة التالية.‬

Hayır, oraya ulaşamıyorum. Belki bir dahaki sefer ulaşabilirim.

‫يمكنني سماع المروحية.‬ ‫علينا فقط الوصول إلى نار الإشارة.‬

Helikopteri duyabiliyorum. İşaret ateşine ulaşmamız gerek.

وقال لوسائل الإعلام إن ترامب لا يمكن الوصول إليه

Trump'a ulaşılamıyor sözleri medyaya düşünce

‫رأيت "بير"، ولكن لا أظنني ‬ ‫أستطيع الوصول له من هنا.‬

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

قبل ان يتمكن العثمانيين الوصول الى الدانوب اعترضهم فرسان فلاد

Tuna'ya ulaşmadan önce Vlad'ın saldırısına uğrarlar

‫إذن تريدني أن أهبط بنفسي ‬ ‫وأن أحاول الوصول بهذا الشكل.‬

Demek aşağıya serbest inişle ulaşmamı istiyorsunuz?

حتى تتمكن من الوصول إلى هذه المعلومات بسهولة على الإنترنت.

yani internetten de basitçe bu bilgilere ulaşabilirsiniz yahu

للأسف ، لا يمكننا الوصول إلى الأدلة التي تدعم هذه الادعاءات.

Bu iddiaları destekleyici delillere maalesef ulaşamıyoruz

في الحقيقة، كلّما حاولتم منع أفكار معينة من الوصول إلى عقلكم،

Aslında, belirli düşünceleri ne kadar baskılamaya çalışırsanız

‫أيها تعتقد أنه أقصر الطرق ‬ ‫إلى المدنية التي نرجو الوصول إليها؟‬

Sizce hangisi umduğumuz medeniyete çıkan kestirme?

الذين هم في مجتمعات ريفية جبلية بعيدة من الصعب الوصول إليها،

Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri

لضمان أن كل شخص لديه حق الوصول إلى الغذاء والماء النظيف.

herkesin yiyeceğe ve temiz suya ulaşabileceğini temin edecek fırsatlar...

ولكن إذا كنت تدفع لشركة Google ، يمكنك الوصول إلى الأشخاص بسهولة.

Fakat siz Google'a para öderseniz insanlara kolaylıkla ulaştırabilirsiniz.

‫حتى عندما أحفر قليلاً في هذا،‬ ‫على أمل الوصول لجليد مضغوط أكثر،‬

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

طغى النوميديون والغال على مؤخرة الرومان، واجبروهم إلى الوصول إلى شاطئ البحيرة

Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.

من جنوح البشر، لا ينطوي على إراقة الدماء، يمكن الوصول إليه بالمبدأ.

insanlık suçu bu, ilk aşamada kan dökülmüyor.

مع تثبيت Surfshark ، من السهل الوصول إلى خدمات البث المحظورة جغرافيًا مثل

Surfshark kuruluyken, hangi ülkede olursanız olun, Netflix, BBC iPlayer, Hulu ve daha fazlası

- يمكنك الذهاب إلى المحطة بالحافلة.
- بإمكانك الوصول إلى المحطة عن طريق الحافلة.

İstasyona otobüsle gidebilirsiniz.

‫إن كنت ما زلت تعتقد ‬ ‫أنه يمكنك الوصول لذلك الطريق من هنا،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

Hâlâ buradan yola çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

كان رغبتهم في منع التعزيزات من الوصول إلى حنبعل عن طريق البر، ولكن الأهم من ذلك، كان تصميم مجلس الشيوخ

...yardımı önlemekti. Lakin daha mühim olarak; bu senatonun İberya'da uzun vadeli...