Translation of "أحاول" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "أحاول" in a sentence and their turkish translations:

- أحاول النوم.
- أنا أحاول أن أنام.

Uyumaya çalışıyorum.

علي أن أحاول.

Denemek zorundayım.

أحاول المساعدة فحسب.

- Yardım etmeye çalışıyorum.
- Yardım etmeyi deniyorum.

‫يمكنني أن أحاول اجتذابه.‬

Onu kendime çekmeye çalışabilirim.

أنا فقط أحاول المساعدة.

Sadece yardım etmeye çalışıyorum.

أنا أحاول أن أساعدك.

Sana yardım etmeye çalışıyorum.

كان عليّ أن أحاول.

Denemek zorunda kaldım.

- إنني لا أحاول أن أسلبك حقوقك.
- أنا لا أحاول سلب حقوقك.

Seni haklarından mahrum etmeye çalışmıyorum.

أحاول استيعاب ما حدث للتو

Az önce ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyorum

لذلك قررت أن أحاول المساعدة.

Denemeliydim ve yardım etmeye karar verdim.

أحاول إيجاد هذا المصنع القديم.

Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.

‫ثم أحاول الوصول لطريقة لدخوله.‬

aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.

أحاول نقل المعلومات الصحيحة لك

Doğru olan bilgileri size aktarmaya çalışıyorum

لم أحاول قط سياقة سيارة.

Bir araba sürmeyi hiç denemedim.

أنا أحاول أن أكون سعيدا.

Mutlu olmaya çalışıyorum.

لم أكن أحاول إيذاء أحد.

Ben kimseye zarar vermeye çalışmıyordum.

كنت أحاول أن أكون مهذّبا.

Kibar olmaya çalışıyordum.

‫إما أن أحاول تسلّق هذا،‬ ‫أو عند مدخل هذا الكهف، أحاول تسلّق الصخور.‬

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

أحاول أن أجد طريقة لأشارك فيها

nasıl araya girsem diye düşünüyor,

وجدت نفسي أحاول التواصل مع آنا،

Anna'ya ulaşma çabasıyla

أحاول استيعاب أخبار لا يمكن تصورها،

kafamı düşünülemez haberler ile dolduruyorum,

كنت أحاول اكتشاف ماذا حدث لي.

Bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

كنت أحاول أن أنسَ كلّ شيء.

Her şeyi unutmaya çalışıyordum.

أنا لا أحاول تثبيطك عن التقاط الصور.

Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum.

أحاول ان أساعدهم لاستكشاف الوظيفة التي يريدون.

Kariyer seçeneklerini keşfetmelerine yardım ediyorum.

وعندما كنت أحاول فهم ما الذي يقوله،

Ne dediğini çözmeye çalıştığımda

الأمر الذي أحاول إثباته هو العكس تمامًا.

Ben tam tersini savunuyorum.

"أنا أحاول الوصول لهذا التقاطع في منهاتن،"

gitmeye çalışıyorum" diyen bir bayrağı var.

أحاول أن أفهم لماذا لم تقم بالأمر .

Onu niye yapmadığını anlamaya çalışıyorum.

وجدت أنني لم أحاول مجاراتهم أو مواكبتهم أيضًا،

onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.

أو عندما كنت أحاول الطيران، ليس بخداعي بل

Ya da ben uçmak isterken bana aptal gözüyle değil,

الآن الحقيقة هي أنني أحاول إيقاظ هذا العملاق،

Gerçek şu ki ben bu devi uyandırmaya çalışıyorum

أحاول أن أعيش في العالم عبر عيون شخصياتي

karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak

فأول شيء أحاول القيام به في حملتي المُنصفة

Adalet mücadelemde yapmaya çalıştığım ilk şey

‫أو أحاول الإمساك بالذيل، ‬ ‫وأبتعد تماماً عن الرأس.‬

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

أتحدث دائماً مع الأمهات، أتناقش، أحاول أن أشرح لهم.

Annelerle sürekli konuşuyorum, çatışıyorum, anlatmaya çalışıyorum.

وهذا ما أحاول أن أشرحه أنه رأيين لحياتين مختلفتين.

Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır.

‫أحاول التوصل إلى الطريقة المثلى ‬ ‫للتوجه في ذلك الاتجاه.‬

Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.

دائما ما أحاول أن يكون لدي ما يدفعني للأمام.

Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.

أحاول الابقاء على الأطفال بالمدرسة لأني أبين لهم قيمة الدراسة.

Bu çocukları, eğitimin değerini anlatarak okulda tutuyordum.

كان في الحقيقة ابني الصغير من أحاول شرح الأمور له.

Aslında bir şeyler anlatmaya çalıştığım kişi yeni doğan oğlumdu.

‫يجب أن أحاول وضع الحبل...‬ ‫فوق أحد هذه الغصون العالية.‬

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

‫ما أحاول عمله‬ ‫أن أستخدمها كما لو كانت سترة نجاة.‬

Yapmaya çalıştığım şey, bunu can yeleği gibi kullanmak.

أشعر بالزهو من أثر المورفين، أحاول أن أفهم ما يجري.

yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.

‫إذن تريدني أن أهبط بنفسي ‬ ‫وأن أحاول الوصول بهذا الشكل.‬

Demek aşağıya serbest inişle ulaşmamı istiyorsunuz?

لم أحاول أن أوصمه بلقب المنتحر أو كشخص يحتاج أن يتحسن

Ona intihara meyilli veya iyileşmesi gereken biri yaftası yapıştırmadım.

‫إذن تريدني أن أحاول اقتناص الأفعى المجلجلة‬ ‫بالإمساك بها من ذيلها؟‬

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

‫إذن تريدني أن أحاول اقتناص الأفعى المجلجلة‬ ‫بالإمساك بها من ذيلها؟‬

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

أحاول منع توم من الوقوع في نفس الأخطاء التي وقعت فيها.

Tom'u benim yaptığım aynı hataları yapmaktan durdurmaya çalışıyorum.

‫إذن تريدني أن أحاول عبور هذا الممر الضيق‬ ‫ثم أبقى على الأرض المرتفعة؟‬

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?