Examples of using "المغادرة" in a sentence and their turkish translations:
Niçin bugün gitmek istiyorsun?
bir daha bırakmamak üzere
- O gitmek üzere.
- O ayrılmak üzere.
Tom gitmek üzeredir.
- Sami ayrılmak zorunda kalacak.
- Sami gitmek zorunda kalacak.
- Sami terk etmek zorunda kalacak.
Onun gitmesi gerekiyor.
Viyana'nın hamsterleri kapana kısılmıştır. Dışarı çıkamazlar.
Ayrılmadan önce ateşi söndürdüğünden emin ol.
O, Kanada'ya gitmek üzere.