Translation of "سيكون" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "سيكون" in a sentence and their turkish translations:

سيكون شمالاً جنوباً سيكون شرقاً غرباً

kuzey güney olacak doğu batı olacak

سيكون غريبًا.

Bu tuhaf olacak.

- ظننت أنه سيكون هنا.
- ظننته سيكون هنا.

Onun burada olacağını sanıyordum.

- هو سيكون دائماً معك.
- هو سيكون دائماً معكِ.

Her zaman seninle olacak.

- سيكون سامي بخير.
- سيكون سامي على ما يرام.

Sami iyi olacak.

نعم، سيكون أثري.

Evet, benim eserim olacak.

سيكون عملًا شاقًا،

Zor bir iş olacak,

‫سيكون طريقنا للأسفل.‬

Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.

‫ماذا سيكون الاختيار؟‬

Hangisini seçeceğiz?

‫ماذا سيكون اختيارك؟‬

Ne yapacağız?

سيكون لذيذًا وطبيعيًا.

Hem doğal hem de leziz olacak.

وأنه سيكون تحديًا.

zor olacağını düşünüyorlardı.

بالطبع سيكون رجلاً

Erkek olacak tabii ki

سيكون هذا كافيا.

Yeterli.

سيكون الغد أفضل!

Yarın daha iyi olacak.

سيكون 100 كيلوطن.

100 kiloton olacaktır.

سيكون زوجا صالحا.

O, iyi bir koca olacaktır.

سيكون التأمل مختصر جداً.

yani kısa bir uygulama olacak.

بالطبع سيكون غير مستقر.

Dayanıksız bir yapı olur.

‫سيكون تدريباً للذراعين.‬ ‫حسناً.‬

Bu kollarım için zorlu bir egzersiz olacak. Pekâlâ.

‫ماذا سيكون اختيارك؟‬ ‫حسناً.‬

Peki kararınız ne olacak? Tamam.

‫كيف سيكون الأمر إذن؟‬

Hangisini yapacağız?

‫إذن، ماذا سيكون اختيارك؟‬

Hangisi olacak?

‫سيكون مخرجنا. هيا بنا.‬

Bu çıkış yolumuz. Hadi.

‫الغد سيكون يوماً عصيباً.‬

Yarın büyük bir gün olacak.

"هل سيكون طفلي بخير؟"

"Çocuğum iyi olacak mı?"

يا ما سيكون متأخرا

aman yahu ne olacak geç

سيكون لي الأخير لك.

Sana son kez geleceğim.

سيكون شيئًا عليّ بَرْمَجَتُهُ.

Bu proglamam gereken bir şey olurdu.

سيكون لدينا اختبار اليوم.

Bugün bir test olacağız.

سيكون فعل ذلك خطرًا.

Onu yapmak tehlikeli olurdu.

سيكون على سامي المغادرة.

- Sami ayrılmak zorunda kalacak.
- Sami gitmek zorunda kalacak.
- Sami terk etmek zorunda kalacak.

‫سيكون صيداً جيداً. سأحضر وعائي.‬

Tamam, bu iyi bir av olacak. Küçük kutumu çıkartayım.

سيكون هناك المزيد من التطرف:

Daha uç olaylar yaşayacağız;

ر.ه: هذا سيكون خبر صادم.

RH: Evet , bu baya büyük olurdu.

‫ولكن هذا الأمر سيكون خطراً.‬

Ama bu tehlikeli olacak.

سيكون هذا عنوان البحث المستقبلي.

Gelecek araştırma konum bu olacak.

المعلمون الجيل القادم سيكون تحفتك

öğretmenler gelecek nesil sizin eseriniz olacaktır

سيكون تعاملك معه صعبًا جدًا،

onunla baş etmen çok zor,

لا أعرف متى سيكون هنا.

Onun ne zaman burada olacağını bilmiyorum.

سيكون هناك بعد عشر دقائق.

On dakika içerisinde orada olacak.

هل سيكون هناك أحد بانتظاري؟

Beni bekleyen olacak mı?

- أنا متأكد أن توم سيكون هنا قريباً.
- أنا متأكدة أن توم سيكون هنا قريباً.

Tom'un yakında burada olacağından eminim.

- لا تقلق, كل شئ سيكون بخير.
- لا تقلق, كل شئ سيكون على ما يرام.

Üzülmeyin, her şey düzelecek.

سيكون حركة جديدة، أو جهازاً جديداً.

olmasını bekliyoruz.

سيكون علينا الانتقال إلى نموذج جديد

Yeni bir bakış açısı edinmemiz lazım,

ولكن سيكون هناك أيضًا عجائب وأمجاد.

ama aynı zamanda harikalar ve kurtarışlar da.

‫سيكون هذا المكان مليئاً بالزواحف المرعبة.‬

Burası bir sürü mahlukla doludur.

سيكون هذا مثاليًا للنوم لمعظم الناس.

Pek çok insanın uykusu için bu optimal olacaktır.

‫سيكون استخراج السوائل منها أسهل كثيراً‬

ve bu bitkinin sıvısını almak

أولاً أن المشهد سيكون مسلياً، جربها.

İlki, izlemesi keyifli; deneyin.

ثم سيكون هذا الفيديو هو أملنا

O zaman bize ümit ışığı olacak şey bu video

هذا الجزء سيكون غربًا وليس شرقيًا

o kısım doğu değil batı olmuş olacak

سيكون ارتفاع هذا المبنى 1800 متر

bu yapının yüksekliği 1800 metre olacaktı

كثير من أطفالك سيكون مرتبطًا بأبنائي.

Çocuklarınızın çoğu kendimle ilişkili olacak.

في الحقيقة، سيكون هذا سؤالي الرابع.

Aslında bu benim dördüncü sorum olacak.

قلت لك أن ذلك سيكون مملاً.

Bunun sıkıcı olacağını sana söyledim.

بدون الموسيقى, العالم سيكون كمان مُمِل.

Müzik olmadan, dünya sıkıcı bir yer olurdu.

وأنا كنت أنتظر بفضول ما سيكون.

Ben de merakla bekliyorum ne olacak diye.

سيكون من الصعب لنا فعل ذلك.

Bizim onu yapmamız zor olacak.

تبين إن هذا سيكون اختيار سيء:

Ancak bunun gerçekten kötü bir karar olacağı ortaya çıktı :

"أيها المعلمون، الجيل الجديد سيكون أثركم." نقطة.

Şöyle: "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." Nokta.

أنتم تعرفوا , بإنه سيكون متنوع بين الأفراد.

Biliyorsunuz ki, bireyler arasında değişiklik bile gösterecek.

هذا العلاج الجديد سيكون بنفس الجودة، والكفاءة

Bu yeni tedavi, birinci ya da üçüncü dünya ülkelerinde

ومن سيحقق أعلى درجة سيكون عريف الصف

ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

سيكون قد انتحر ثلاثة رجال من بريطانيا؟

Birleşik Krallık'ta üç erkeğin intihar edeceğini biliyor musunuz?

اعتقدت أنه كان سيكون عندي إيثار كبير،

Çok fedakâr olduğumu düşünürdüm

وكنا نعلم أنّ هذا سيكون أمرًا مؤقتًا.

ve bunun geçici olacağını biliyorduk.

وهذا الحكم بالسجن سيكون أطول بثلاث مرات.

üstelik bu hapis cezası üç kat daha uzun oluyor.

سيكون ذلك أسوأ خطإ ترتكبه في حياتك."

Hayatının en büyük hatası olacak.

‫يعني القمر الخابي أن الضوء سيكون خافتًا.‬

Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.

سيكون عليها أن تكون مطّاطية لتسمح بالتمدّد.

Lastikten yapılmalı, elastik bir şey olmalı.

وهذا التحول الطفيف سيكون له تداعيات ضخمة.

O ince tersine dönüşün büyük sonuçları olabilir.

هل سيكون له جانب علمي في كذبه؟

yalan'ında şimdi bilimsel tarafı olurmu ya

ماذا لو كان مسطحًا ما سيكون مستديرًا

Düz olsa ne olur yuvarlak olsa ne olur

ستيف جوبز سيكون الرئيس التنفيذي مرة أخرى

Steve Jobs tekrar CEO olacak

لكنه سيكون من الممتع أن نعرف ذلك.

Ama öğrenmesi çok eğlenceli olacak.

هل سيكون صحيحا ما قاله عائلة سمبسون؟

Simpsons'ların dediği doğru mu çıkacak?

‫وترى كيف سيكون ردّ فعل ذلك الرخوي.‬

ve nasıl tepki verdiklerini izliyor.

كان في المكان الذي قلت لي سيكون.

O bana olacağını söylediğin yerdeydi.

برأيك، كم سيكون مدى خطورة هذه المهمة؟

Bu görevin ne kadar tehlikeli olacağını düşünüyorsun?

فكيف سيكون لك أن تخبرهم عن عملك، صحيح؟

işiniz hakkındakileri onlara nasıl anlatabilirsiniz değil mi?

سيكون هناك بعض المعلومات التى تكشف حبكة الكلاسيكيات.

klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

‫في الحالتين، يجب أن نتخذ القرار.‬ ‫ماذا سيكون؟‬

Her türlü bir karar vermeliyiz. Neyi seçeceksiniz?

‫سيكون التحدي أن نرسل لها إشارة بحيث تجدنا‬

Mücadelemiz, bizi bulabilmesi için işaret vermek

‫لكن في مرحلة ما، سيكون على الفقمات التغذّي.‬

Ama bir noktadan sonra, fokların geri kalanları da beslenmek zorunda.

‫سيكون عليها البحث عن مكان هادئ في البلدة.‬

Şehrin daha içlerine doğru girmeli.

هذا التنوع سيكون قوة من شأنه أن يمحوهم.

çeşitlilik, onları ortadan kaldıracak bir kuvvet olacaktı.

حسنًا ، هل سيكون القرار الخطأ إذا بقي كمتحف؟

peki, müze olarak kalsa yanlış karar mıydı?

كم عدد أصدقائه ، سيكون الكثير منهم على استعداد

kaç tane arkadaşı varsa o kadar sayıda hazırlardı

ونعتقد أنه سيكون بعد مليون سنة من الآن

ve bundan milyon yıl sonra da olacağını düşünüyoruz

سيكون عملاً هندسيًا وعلميًا غير مسبوق ، يتسم بالبطولة ...

Kahramanlık ve trajedinin damgasını vurduğu, eşi görülmemiş bir mühendislik ve bilimsel girişim olacaktı

هل سيموت؟ أم أنه سيكون الرئيس مرة أخرى؟

Ölecek mi? Yoksa yine başkan mı olacak?

الاجل بالاضافة لانشاء وتشغيل الميناء بالكامل والدفع سيكون

limanı Türkiye'ye bağlayacak ve uzun vadeli finansmana sahip

- سيكون عليها أن تنتظره.
- سيستوجب عليها أن تنتظره.

O onu beklemek zorunda kalacak.