Examples of using "وشك" in a sentence and their turkish translations:
O, dışarı çıkmak üzereydi.
tıbbi doktor olmak üzere.
- O gitmek üzere.
- O ayrılmak üzere.
Tom gitmek üzeredir.
Biz inmek üzereyiz.
Gitmek üzereler.
Gitmek üzereydim.
ve suçu kabullenmek üzereydi,
Ben ayrılmak üzereyim.
Her şeyini kaybetmenin pençesindeydi
uçak tam hareket etmek üzereyken
yada yemek üzeresin
Neredeyse bir gözünü kaybediyordu.
Az daha bir suça bulaşacaktım.
O, Kanada'ya gitmek üzere.
bazen intihara meylettim.
kuyruklu yıldızın dünyaya çarpmak üzereyken atmosfer tarafından parçalandığı
Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
Tarihin akışını değiştirecek savaş Mısırda yer alacaktı.
üniversitede 3. yılım başlamak üzere
ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.
uçağa bindiler uçak hareket etmek üzereyken
Tüm Dünya'ya biz bu virüsü yenmek üzereyiz mesajını verdi
Erkek kampından geliyorduk ve tam kız kampına dönerken,
Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,
balalayka filmi onun en son filmi olmak üzereydi neredeyse
Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.
Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.
2019'da başta Ankara olmak üzere, on tane daha okul açacağım.
Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.
dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti
Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.
Ağustos ayına gelindiğinde, Grande Armée'nin ikmal hatlarının kırılma noktasında olduğu açıktı
Nisan 1968'de bir CIA raporu, Sovyetler Birliği'nin Ay'a Kozmonotlar göndermek üzere olduğunu öne sürdü