Translation of "المظلمة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "المظلمة" in a sentence and their turkish translations:

‫محيطاتنا المظلمة هي مسرح...‬

Karanlık denizlerimiz...

تقليديًا باسم "العصور المظلمة".

Avrupa tarihinin çalkantılı bir döneminden geliyor .

بنوعين مختلفين من المادة المظلمة.

iki temsili evren örneğini görüyorsunuz.

‫نخوض في أعمق أعماق المياه المظلمة.‬

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

قد يكون البحث عن المادة المظلمة

Karanlık madde arayışı

في غرفتي المظلمة في آخر الليل،

-geç saatte, yurt odamda-

‫الطحالب تحب البيئة‬ ‫المظلمة الرطبة لتنمو فيها.‬

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

الآن، ماذا يحدث لو لم تُوجد المادة المظلمة؟

Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?

إذا كانت جزيئات المادة المظلمة تتحرك بسرعة شديدة،

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

يعتقد معظم الفيزيائيين أن المادة المظلمة تتكون من جزيئات،

Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen

أنا عضو في عملية مسح تُسمى (مسح الطاقة المظلمة)،

Karanlık Enerji Ölçümü adı verilen

وتشكل هذه المجرات دليلًا كبيرًا على خصائص المادة المظلمة.

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

قد يكون جزيء المادة المظلمة صغيرًا كأصغر الجزيئات دون الذرية،

En küçük atomaltı parçacığı kadar ufak olabilir

بغض النظر عن إيجاد جزيء المادة المظلمة في أي وقتٍ قريب،

Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın

‫الأماكن المظلمة الرطبة جيدة دائماً ‬ ‫للعثور على الزواحف المرعبة.‬ ‫سنذهب إلى هناك.‬

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

الكرات المظلمة تتطاير إلى أبعد من ذلك لأن الهواء يتلامس مع سطح غير مستو ،

Çukurlu toplar uzaklaşır çünkü hava düzensiz bir yüzeye temas eder.

‫بلغ الأمان وصار أكثر حكمة.‬ ‫يمكن للتعاون أن يكون صعبًا‬ ‫في هذه الغابات المطيرة الكثيفة المظلمة.‬

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.