Translation of "البحث" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "البحث" in a sentence and their turkish translations:

فبدأت في البحث.

Araştırmaya başladım.

إذا قمنا بهذا البحث

Eğer bu araştırmaları biz yaparsak

"البحث عن موظفين عديمي الخبرة"

"Deneyimsiz eleman aranıyor."

قد باشرت حينها في البحث

Christchurch depremleri yaşandığında

ما عرفته مسبقًا من البحث.

araştırmalardan ne öğrendiğimi anlatabilirim.

نحن ننتمي إلى ذلك البحث.

Bu arayışı kucaklamalıyız.

‫لنخرج من هنا ونتابع البحث.‬

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

‫حان وقت البحث عن الطعام.‬

Yemek bulma vakti geldi.

سيكون هذا عنوان البحث المستقبلي.

Gelecek araştırma konum bu olacak.

لدعم البحث في هذا المجال

bu alandaki araştırmaları desteklemek

وكنت أود البحث عن السبب.

Ben de nedenini öğrenmek istedim.

وقد استغرق إنهاء البحث 29 يوماً.

Bu çalışmanın tamamlanması 29 gün aldı.

قد يكون البحث عن المادة المظلمة

Karanlık madde arayışı

لا أحد يريد البحث عن سيارتي.

Hiç kimse arabamı aramak istemiyor.

لذا بدأت في البحث عما يحدث لي

ve bana ne olduğunu araştırmaya başladım.

يمكنك البحث عن الجانب الآخر من الصورة.

resmin diğer tarafını keşfedebilirsiniz.

قررت أنا وفريقي البحث في هذا الأمر.

Ekibim ve ben bunu araştırmaya karar verdik.

لن أتوقّف عن البحث حتّى أجد توم.

Tom'u buluncaya kadar aramaktan vazgeçmeyeceğim.

كل هذا البحث و التفكير قادنا للنتيجة

Tüm bu araştırma ve fikirler bizi şu sonuca götürdü:

‫لا أثر بعد لـ"بير"!‬ ‫عٌلم! تابعوا البحث.‬

Henüz bir işaret yok. Anlaşıldı! Aramaya devam edin.

حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر،

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

‫سيكون عليها البحث عن مكان هادئ في البلدة.‬

Şehrin daha içlerine doğru girmeli.

فقط الناس الذين يستطيعون البحث العلمي يمكنهم الذهاب

sadece bilimsel araştırma amaçlı insanlar gidebilecek

علينا أن نولي اهتمامنا لتركيا في هذا البحث

Türkiye olarak bizim bu araştırmalara önem vermemiz gerekiyor

شرعت ناسا في سنوات من البحث والتطوير الرائدة.

NASA yıllarca araştırma ve geliştirmeye öncülük etti.

لذلك من المستحيل إعادة البحث عن أي شيء.

yani bir şeyi araştırmak imkânsız.

ومسؤوليتنا هي البحث عن وسيلة لإعادة بناء الثقة،

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

ضع محرك البحث في زاوية صغيرة من المتصفح

Tarayıcının küçük bir köşesinde arama motoru koydu

محرك البحث الأكثر شعبية في العالم هو Google.

Dünya'nın en popüler arama motoru Google.

أنا قمت بالكثير من البحث فيما يتعلق بذلك-

ben çok araştırma yaptım bununla alakalı -

فضلاً عن وجوب البحث عن ذلك في مكانٍ آخر؟

ister misiniz?

‫أمضى عمره وهو غارق في البحث الرائد‬ ‫عن الزواحف،‬

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

‫ليس هناك أثر لـ"بير" بعد!‬ ‫عٌلم! تابعوا البحث.‬

Henüz Bear'dan iz yok! Anlaşıldı! Aramaya devam edelim.

لا شك بأنه يجب أن ننفق المزيد على البحث.

Arama için daha fazla yatırım yapmamız lazım.

هذا الفيلم، الذي صنعته مجموعة البحث التي أنتمي إليها،

Araştırma ekibim tarafından hazırlanan bu görüntü

‫أخيرًا، بعد البحث عنها لمدة أسبوع،‬ ‫يومًا بعد يوم،‬

Onu bir hafta boyunca her gün aradıktan sonra,

يتوجب علينا إعادة البحث في هذا الحدث المثير للجدل.

Bu tartışmalı olayı yeniden incelememiz gerek.

‫اختفت تماماً الآن.‬ ‫لننقل البحث إلى الجانب الآخر من الجبل.‬

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

فقد اعتقدنا أن هذه القضية هي الأكثر استحقاقًا للمزيد من البحث.

bunun daha çok araştırmaya değer bir şey olduğunu düşündük.

أكثر من 90 بالمئة من زيارات صفحة وِب من محركات البحث.

Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.

تستطيع البحث عن الكلمات والحصول على ترجماتها. لكنه ليس قاموسًا عاديًّا.

Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.

‫ولكن قبل أن نبدأ في مهمة البحث والإنقاذ،‬ ‫علينا أن نتخذ القرار.‬

Ama bu arama ve kurtarma çalışmasına başlamadan önce vermemiz gereken bir karar var.

عادة ، إذا كتبت هذا في محرك البحث ، فيجب أن تكون النتيجة ضائعة

Normalde arama motor'una bunu yazdığınız da cevapsız bir sonuç olması gerekiyor

قالت لي: "أوه، شيهان، إنه من الرائع أن تقوم بهذا البحث في علم النفس،

Bana "Ah, Chaehan, psikoloji alanında araştırma yapman harika

‫واقع الأمر أنه من الذكاء أن نستخدم ‬ ‫الأشعة فوق البنفسجية في البحث عن عقارب.‬

Aslında akrep ararken UV ışık kullanmak oldukça akıllıcadır.

‫يُصعب الثلج عملية العثور على الطعام‬ ‫على أرض الغابة.‬ ‫عليها البحث في مكان آخر.‬

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

‫لكن هذا الضوء الخافت لا يساعد كثيرًا‬ ‫الحيوانات في البحث عن الطعام على الأرض.‬

Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.

‫إن أردت العودة في ذلك الاتجاه ‬ ‫والاستمرار في البحث عن الحطام،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

o yöne dönmek ve enkazı aramaya devam etmek isterseniz "Tekrar Dene"yi seçin.

تستطيع البحث عن الجمل التي تحتوي على كلمة معينة والحصول على ترجمات لتلك الجمل.

Belirli bir kelimeyi içeren cümleleri arayabilirsiniz ve bu cümleler için çeviriler alabilirsiniz.

البحث في كل مكان لديك حقيبة ATF خارج تركيا أو لديك أنواع أخرى من الإنذارات

Türkiye dışında heryerde didik didik çantanız aranıyor veya başka türlü alarmlar var

ولكن بعد ذلك ، بدأ علماء الآثار ، الذين تم تنبيههم من خلال اكتشاف الصدفة ، في البحث في

Ancak daha sonra, bir tesadüfi keşifle uyarılan arkeologlar,

لا يقوم Surfshark بتسجيل بياناتك أو عمليات البحث الخاصة بك ، ويتأكد من عدم قيام أي شخص آخر بذلك.

Surfshark, verilerinizi veya aramalarınızı kaydetmez ve kimsenin de işlem yapmamasını sağlar .

لكن حتى عندما تم حث فاسيوس على البحث عن معركة رفقة مينوسيوس الغاضب، بالإضافة إلى ضباط آخرين وقوات مستاءة،

Fakat savaş isteyen sinirli Minucius, diğer resmi görevliler ve mutsuz askerler tarafından...