Translation of "اللعبة" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "اللعبة" in a sentence and their turkish translations:

‫ستكون نهاية اللعبة!‬

O zaman oyun biter!

اللعبة اصبحت ممتعة

Oyun heyecan verici oldu.

هل تتذكر هذه اللعبة؟

bu oyunu hatırlayanınız var mı?

لم تنته اللعبة بعد.

Oyun henüz bitmedi.

لقد تغيرت قواعد اللعبة.

Oyunun kuralları değişti.

أعتقد أننا اختلقنا هذه اللعبة

bu oyunu uydurmuşuz sanırım

‫تناول جهاز التحكم في اللعبة واتخذ قرارك.‬

Hadi, oyun kumandanızı alın ve bir karar verin.

عندما تنتهي المباراة من يخسر اللعبة جيداً

en son oyun bittiğinde ise kimin kuyusu daha derinse o oyunu kaybeder

نلعب اللعبة مرة أخرى ، نخرج مرة أخرى

biz oyunu yine oynarız o dışarıya yine çıkarız

يظهر أن ماري ملّتْ من هذه اللعبة.

Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.

ونحن غالباً لا نسنتمع بالانضمام لهذه اللعبة الاجتماعية

ve genelde sizin çok sevdiğiniz gibi görünen

لعبنا هذه اللعبة كانت مطور ذكاء ممتع للغاية

biz bu oyunu oynardık çok da zevkliydi zeka geliştirici

‫تناول جهاز التحكم في اللعبة.‬ ‫يجب أن تتخذ قرارك!‬

Oyun kumandasını alın. Bir karar vermelisiniz!

عندما لا تتصرف كما تريد فأنت تبعد نفسك عن اللعبة.

İsteklerine göre davranmadığında kendini oyunun dışına atarsın.

حسنًا ، الهدف من هذه اللعبة هو مساعدة المافيا للقيام بالمهام

yahu iyi de bu oyunun amacı görevler yapmak mafyaya yardım ediyorsun

‫لذا تناول جهاز التحكم في اللعبة ‬ ‫وحدد اختيارك.‬ ‫المروحية أم الطائرة؟‬

Oyun kumandanızı alın ve bir karar verin. Helikopter mi, uçak mı?

لذلك عندما تعذر العثور على الفريق ، اكتشف الرجال مثل هذه اللعبة مع كرة القدم.

yani takım kurulamadığında erkekler futbol topuyla böyle bir oyun keşfetmiş

ضرب الكرة بعيدًا يعني أن لاعبي الغولف يمكنهم تحريك الكرة فوق العقبات المصممة لجعل اللعبة صعبة.

Topa çok fazla vurmak, golfçülerin oyunu zorlaştırmak için tasarlanmış engellerin üzerinden topu uçurabileceği anlamına gelir.