Examples of using "السطح" in a sentence and their turkish translations:
yüzeyi bozabilir.
Eğer yüzeye çıkarlarsa,
Hayvanlar yüzeye yakın besleniyor,
Modifiye bir uzvuyla yüzeye vuruyor.
...yüzeydeki güçlü akıntılar tarafından dağıtılsınlar.
yüzey altında neler olduğu hakkında bir fikir verir.
Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...
Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.
Yani bunun anlamı, dinozorların ciğerlerinin üst kısmı
ve yüzeyin bir kısmını buharlaştırmak için bir nükleer cihaz kullanmak.
Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
bu yapıdan daha gün yüzeyine çıkarılmayı bekleyen
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Bu yüzeyden kayarak inmek için küreğimi kullanabilirim diye düşünüyorum.
oraya gittiğinde ne olacağı bilinmeli.
Bu binanın çatısı güneş enerjisini saklıyor.
elimi bırakacağını düşünerek yavaşça yüzeye hareket ettim.
Yüzeydeki sıcaklık 62 dereceye ulaşabiliyor.
Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.
Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."