Translation of "السباحة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "السباحة" in a sentence and their turkish translations:

يمكنني السباحة.

- Yüzebilirim.
- Yüzme biliyorum.

أحب السباحة.

Ben yüzmeyi seviyorum.

أنا لا أحب السباحة في برك السباحة.

Havuzlarda yüzmeyi sevmiyorum.

السباحة ليلاً خطرة.

Gece yüzmek tehlikelidir.

كنت أحب السباحة.

Yüzmeyi severdim.

السباحة أمر سهل.

Yüzme kolaydır.

هل بإمكانك السباحة؟

- Sen yüzebiliyor musun?
- Yüzebilir misin?
- Yüzme biliyor musun?
- Yüzme biliyor musunuz?

هل تستطيع السباحة؟

Sen yüzebilir misin?

أنا أعلّمهم السباحة.

Onlara yüzmeyi öğretiyorum.

يمكن للقشرة الأرضية السباحة

yer kabuğu hareketli bir şekilde yüzebiliyor

تستطيع السباحة، أليس كذلك؟

Yüzebilirsin, değil mi?

علم ابنه كيفية السباحة.

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

بإمكاني السباحة في الواد.

Nehirde yüzebilirim.

لا يمكنك السباحة هنا.

- Siz burada yüzemezsiniz.
- Sen burada yüzemezsin.

يعرف السباحة على ظهره.

O, sırt üstü yüzebilir.

أريد أن أتعلم السباحة.

Yüzme öğrenmek istiyorum.

لا تستطيع السباحة هنا.

- Burada yüzmemen gerekiyor.
- Burada yüzemezsin.

أحقاً لا يمكنك السباحة؟

Gerçekten yüzemiyor musunuz?

- يمكنني السباحة.
- بإمكاني أن أسبح.

- Yüzebilirim.
- Yüzme biliyorum.

إنها تحب السباحة في الصيف.

O yaz aylarında yüzmeyi seviyor.

هل تستطيع السباحة بمثل سرعته ؟

Onun kadar hızlı yüzebilir misin?

أنا أفضل السباحة على التزلج.

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

أختي تستطيع السباحة بسرعة كثيرة.

Kız kardeşim çok hızlı yüzebilir.

أنا عضو في نادي السباحة.

Yüzme kulübünün bir üyesiyim.

ليست الحرية محيطاً تريد السباحة فيه،

Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz bir okyanus değil,

وضع طبق بلاستيكي فوق حوض السباحة

havuzun üzerine bir plastik tabak koyun

لنحاول السباحة في الاتجاه المعاكس للتيار.

Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.

أيمكنك أن تجاري سرعته في السباحة؟

Onun kadar hızlı yüzebilir misin?

أيمكنه توم حقا السباحة أسرع منك؟

Tom gerçekten senden daha hızlı yüzebilir mi?

‫حان الوقت لها لتتعلم السباحة وصيد السمك.‬

Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.

حاول الكثيرون السباحة بدروعهم الثقيلة، محاولين الفرار بيأس

Bir çoğu ağır zırhları içinde yüzerek kaçmaya çalışıyor umutsuzca.

لا لم يموتوا. علاوة على ذلك ، يمكنهم السباحة

hayır ölmüyorlar. Yüzebiliyorlar üstelik

أنا أحب السباحة, ولكن لا أحب أن أسبح هنا.

Yüzmeyi severim fakat burada yüzmeyi sevmiyorum.

- لا يمكنك السباحة، صحيح؟
- لا يمكنك أن تسبح، أليس كذلك؟

- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?

لأخفف من وزني، أسبح كل يوم لساعة في حوض السباحة.

Zayıflamak için her gün bir saat yüzme havuzunda yüzerim.

توم لا يعتقد ان الذهاب الى السباحة عارياً فكرة سديدة للغاية.

Tom çırılçıplak yüzmeye gitmenin çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.