Translation of "بإمكانك" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "بإمكانك" in a sentence and their turkish translations:

هل بإمكانك المشي؟

- Yürüyebiliyor musunuz?
- Yürüyebilir misin?
- Yürüyebilir misiniz?

بإمكانك الإعتماد عليّ.

Bana güvenebilirsiniz.

هل بإمكانك السباحة؟

- Sen yüzebiliyor musun?
- Yüzebilir misin?
- Yüzme biliyor musun?
- Yüzme biliyor musunuz?

ليس بإمكانك تفويته.

Mutlaka görürsün.

بإمكانك زيارتي غداً.

Beni yarın ziyaret edebilirsin.

هل بإمكانك معرفة عمري؟

Benim yaşımı tahmin edebilir misiniz?

كيف بإمكانك معرفة ذلك؟

- Onu nasıl biliyorsun?
- Onu nasıl bilebilirsin?

بإمكانك خلع الضّمادة غدا.

Yarın bandajı çıkarabilirsin.

بإمكانك البقاء لتناول العشاء.

Akşam yemeği için kalabilirsin.

هل بإمكانك التّكلّم بالبرتغاليّة؟

Portekizce de konuşabiliyor musun?

هل بإمكانك إشعال مصابيح سيارتك؟

Farlarınızı açar mısınız?

بإمكانك وضعها في أي مكان.

Onu herhangi bir yere koyabilirsin.

بإمكانك العودة إلى المنزل الآن.

Şimdi eve gidebilirsin.

هل بإمكانك تسلق تلك الشجرة؟

O ağaca tırmanabilir misin?

لم يكن بإمكانك معرفة ذلك.

Bunu bilemezdin.

ليس بإمكانك أن تبرهن هذا

Onu ispat edemezsin.

هل بإمكانك أن تتوقف، رجاء؟

Durur musunuz, lütfen?

بإمكانك استخدامها في أي وقت.

Onu istediğin zaman kullanabilirsin.

ليس بإمكانك الدخول لأنك قاصر.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.

بإمكانك ربّما أن تبق معنا.

Belki de bizimle kalabilirsin.

هل بإمكانك حمل هذه العلبة؟

Bu kutuyu alabilir misin?

بإمكانك أن تأخذ كل ما تريد.

İstediğini alabilirsin.

هل بإمكانك أن تصدق ما قاله؟

Onun dediğine inanabiliyor musun?

هل بإمكانك أن تعدي سلطة لذيذة؟

Lezzetli bir salata yapabilir misin?

هل بإمكانك أن تعطيها هذا الكرسي؟

O sandalyeyi ona verebilir misin?

- أيمكنك أن تسمعني؟
- هل بإمكانك سماعي؟

- Beni duyabiliyor musun?
- Sesimi alıyor musun?
- Sesim geliyor mu?

هل بإمكانك حجز هذا المقعد لي؟

Benim için bu koltuğu ayırır mısın?

هل بإمكانك أن تريني سيارتك الجديدة؟

Bana yeni arabanı gösterebilir misin?

بإمكانك معرفة أن ريتش كان يشعر بالذنب

Rich’in kendini suçlu hissettiği belliydi

- يمكنك أن تدرس هنا.
- بإمكانك المذاكرة هنا.

- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.

- إن أحببت، فتعال!
- بإمكانك المجيء إن أحببت.

İsterseniz gelebilirsiniz.

بإمكانك أن تتحدث بالصينية، وستترجم لي ليلي.

Çince konuşabilirsin. Lily benim için çevirir.

- هل بإمكانك تكلم الإيطالية؟
- هل تتحدث الإيطالية؟

İtalyanca konuşuyor musun?

هل بإمكانك أن تقول لي ما هذا؟

Bunun ne olduğunu bana söyler misin?

هل بإمكانك أن تخبرني كيف حدث هذا؟

Bana bunun nasıl olduğunu söyleyebilir misin?

- يمكنك المجيئ معي.
- بإمكانك القدوم معي.
- يمكنك مرافقتي.

Sen benimle gelebilirsin.

ليس بإمكانك أن تُعلّم كلباً عجوزاً حركات جديدة.

- Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
- Huylu huyundan vazgeçmez.

- أيمكنك أن تقود سيارة؟
- هل بإمكانك قيادة سيارة؟

Bir araba sürebilir misin?

- ماذا؟ لم أسمعك.
- هل بإمكانك إعادة ما قلت؟

Ne dedin?

هل بإمكانك إخبار توم أنني مررت من هنا؟

Uğradığımı Tom'a söyleyebilir misin?

كان بإمكانك أن ترى الدّم في كلّ مكان.

Her yerde kan görebilirsin.

أنا حقاً لا أظن أنه بإمكانك أن تسبق دُبّاً.

Bir ayıdan daha hızlı koşabileceğinizi hiç sanmıyorum.

اليوم، بإمكانك التجول في أراضي أوكا بارك، كما فعلتُ

Bugün, Oak Park'ın arazisinde benim gibi yürüyebilirsiniz

هل بإمكانك التعرف على ذلك الرجل بواسطة هذه الصورة؟

Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

إذا لم يكن لديك أولاد بإمكانك دائماً أن تتبنى.

Çocuk sahibi olamazsan, her zaman evlat edinebilirsin.

هل بإمكانك أن تدلني عن كيف أذهب إلى المطار؟

Havaalanına nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?

هل بإمكانك أن تعطيني المزيد من القهوة من فضلك؟

Lütfen bana biraz daha kahve ver.

هل بإمكانك أن تعطيني دقيقة؟ أريد أن أقول لك شيئا.

Bana birkaç dakika ayırabilir misin? Seninle konuşmak istiyorum.

هل بإمكانك أن تنسخ لي عشرين نسخة من هذا التقرير؟

Onun raporunun yirmi kopyasını çıkarır mısın?

هل بإمكانك أن تصل إلى العلبة الموضوعة على ذاك الرّف؟

O raftaki kutuya erişebilir misin?

- أيمكنك رؤية الفرق؟
- أيمكنك ملاحظة الفرق؟
- هل بإمكانك أن ترى الفرق؟

Farkı görebiliyor musun?

- بإمكانك أن تطلب منه المساعدة.
- يمكنك أن تطلب منه أن يساعدك.

Ondan yardım isteyebilirsin.

- هل بإمكاني استعارة هذا القرص؟
- هل بإمكانك أن تعيرني هذا القرص؟

Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?

لذا مجدداً، إن كان بإمكانك أن تمر بتلك المشاعر المزعجة الثمانية وتتجاوزها

Yani tekrar; eğer bu sekiz tatsız duyguyu yaşayıp bunları aşarsan,

- يمكنك الذهاب إلى المحطة بالحافلة.
- بإمكانك الوصول إلى المحطة عن طريق الحافلة.

İstasyona otobüsle gidebilirsiniz.

لا تفقد الثّقة في نفسك أبدا. بإمكانك ان تقوم بأيّ شيء تريده.

- Kendinize olan güveni asla kaybetmeyin. Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- İçinizdeki inancı asla kaybetmeyin... Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.

- ربّما يمكنك أن تخبرني أين هي.
- ربّما بإمكانك أن تخبرني عن مكان وجودها.

Belki bana onun nerede olduğunu söyleyebilirsin.

بإمكانك أن تكتب بأي لغة تريد. كل اللغات تتمتع بنفس القدر من الأهمية على موقع تتويبا.

- İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
- İstediğiniz dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da tüm diller eşittir.

- يمكنك الذهاب إلى أين تشاء.
- يمكنك أن تذهب إلى أي مكان تريد.
- بإمكانك الذهاب إلى أيما مكان شئت.
- يمكنك أن تذهب أينما شئت.

İstediğiniz yere gidebilirsiniz.

- بإمكانك أن تختار أيّ طريق تريده.
- بإمكانكِ أن تختارين أيّ طريق تريدينه.
- بإمكانكما أن تختارا أيّ طريق تريدانه.
- بإمكانكم أن تختاروا أيّ طريق تريدونه.
- بإمكانكنّ أن تخترن أيّ طريق تردنه.

İstediğin herhangi bir yoldan gidebilirsin.