Examples of using "الخط" in a sentence and their turkish translations:
Gölün kıyı hattı ürpertici bir sessizlikle kaplanmış durumda.
çizgiyi aşmıştı burada
Zamanlama açısından baktığımızda
Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
hafızama kazınan replik ise
üstelik yine disiplinli ve çizgi şeklinde
insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı
Fakat bunun aksine Hannibal, Romalıların ön hattına kanlı bir hücum emri verdi.
Yani bu bir doğu-batı hattı.
Silisyalı zırhlı süvariler Müslüman hattıyla çarpışmaya başladığı gibi hatları dağılmıştı.
Kanada fazla yükleme yapan Moğollar;Müslüman hattını geriye doğru itiyorlardı.
Eylau'daki acımasız kış savaşında askerleri hattın merkezini tuttu.
Doğu Cephesinde, Ruslar sona erdi. uzun bir geri çekilme ve çizgi stabilize,
Akıncıların dağılmasının ardından Macarlar, biçimlenmiş
Kısa süre sonra ordunun geri kalanı Tuna Nehri üzerinde güvenli bir filoya doğru ilerliyordu.
Bu çizgi yükselmeye başlamadan gamzeler yoldaydı.
isimlerin aynı çizgide yürümesini engelleyen de aynıdır. Başlangıçta Beşar
Haritadaki iki nokta arasında çizilen bir çizginin, bu noktalar arasında gezinmek için
etti ve son gün Fransa'ya dönmek zorunda kalana kadar çizgiyi tuttu.
Eğer aynı hattan geri dönersek, bu hattın en kısa rota olmadığını görürsünüz.
Yorgun Osmanlı ordusunun her an yok edilebileceğini anlayan Stefan, atına binerek