Examples of using "الأشجار" in a sentence and their turkish translations:
Ağaçlar yeşil.
Ağaçlardaysa...
Ağaçları severiz.
Bu da ağaçların sesi.
Gecenin tehlikelerinden kaçmak için...
O ağaçları kesme.
Ağaçlar yakında yapraksız olacak.
Ağaçların arasında bir adam görüyorum.
Cadde boyunca ağaçlar ekili.
Birçok ağaç yıkıldı.
bakmamız yeterli olur.
Sarmaşıkların dallara sıkıca sarılarak
Ahşap ağaçlarda yetişmiyor.
Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.
Ön bahçemizde birkaç ağaç diktik.
Tamam, şimdi bu ağaçlardan biriyle şansımızı deneyelim.
Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.
Ağaçların gizli gizli kıpırdanmasının kuvvetle farkındaydım
Sanırım o ağaçları kesen kişi Tom'du.
Sami arabasını bir ağaç korusuna sakladı.
Ahmet çocukken, yüksek ağaçlara tırmanabiliyordu.
ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
bir çok ağaç meyve ve çiçek görebiliriz
ağaçların, taşların ve suyun ruhuna duydukları saygı,
Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.
yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.
Dünyanın en kurak çölü olan Atacama'ya ağaç dikebiliriz.
Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.
Ama bakın, şuradaki ağaca bile bakmamız yeterli olur.
O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.
Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.
İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.
Bu top ağaçların üzerinden geçip yeşilin önündeki topraklara yetecek kadar uçtu.
Belki bir tropik ağaç türü olan gutta percha'yı hiç duymamışsınızdır.
Sonra, Khumbu Buz Çağlayanı'nın üzerine ahşap bir köprü inşa edildi.
Qutuz ise sağ kanadına saldırma emri vererek Moğol solunu sarma emri verdi.