Translation of "Yapmaktır" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Yapmaktır" in a sentence and their spanish translations:

Onun hobisi resimler yapmaktır.

Su pasatiempo es pintar cuadros.

Sizin işiniz saat yapmaktır.

Su trabajo es hacer relojes.

Hobisi çiçek resimleri yapmaktır.

Su afición es pintar cuadros de flores.

Planım Avustralya'da eğitim yapmaktır.

Mi plan es estudiar en Australia.

Hayalim dünya çapında gezi yapmaktır.

Mi sueño es hacer un viaje alrededor del mundo.

Bütün yapabileceğim elimden geleni yapmaktır.

Todo lo que puedo hacer es dar lo mejor de mí.

Benim hobim model uçak yapmaktır.

- Mi pasatiempo es el aeromodelismo.
- Mi pasatiempo es hacer maquetas de aviones.

Onun işi sanatçılara makyaj yapmaktır.

Su trabajo es maquillar artistas.

Yapmakla yapmamak arasındaki fark; yapmaktır.

La diferencia entre hacer y no hacer es hacer.

Tek yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.

Todo lo que tienes que hacer es hacerlo lo mejor que puedas.

Tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.

Todo lo que debes hacer es dar lo mejor.

Amaç senin inandığına inanlara satış yapmaktır.

la meta es venderle a gente que cree en lo que uno cree.

Yapmak zorunda olduğun ilk şey banyo yapmaktır.

Lo primero que tienes que hacer es darte un baño.

Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır.

El gran placer de la vida es hacer lo que la gente te dice que no puedes hacer.

- Onların işi oyunculara makyaj yapmaktır.
- İşleri, sahneye çıkan oyunculara makyaj yapmak.

Su trabajo es maquillar artistas.

Elinden geleni yaptıktan sonra hâlâ olmuyorsa sıra ayağından geleni yapmaktır: Gitmek gibi.

Si después de hacer todo lo que está en tu mano no funciona, haz todo lo que esté en tu pie, como por ejemplo marcharte.