Translation of "Gezi" in Spanish

Bir gezi yapalım.

Hagamos un viaje.

Gezi çok pahalıydı.

El viaje era muy caro.

Gezi gerçekten eğlenceliydi.

El viaje fue verdaderamente divertido.

Avustralya'ya bir gezi planlayalım.

Planeemos un viaje a Australia.

Tom bir gezi planlıyor.

Tomás está planificando un viaje.

Gezi umduğumdan daha uzun.

- El viaje es más largo de lo que pensaba.
- El viaje es más largo de lo que esperaba.

Gezi çok fazla para gerektirir.

Ese viaje requiere mucho dinero.

Hayalim dünya çapında gezi yapmaktır.

Mi sueño es hacer un viaje alrededor del mundo.

Tom Boston'a bir gezi yaptı.

Tom hizo un viaje a Boston.

O, Paris'e bir gezi yaptı.

Ella se fue de viaje a París.

Umarım iyi bir gezi yaptınız.

Espero que hayas tenido un buen viaje.

"Gezi yapmayı severim." "Ben de."

«Me gusta viajar.» «A mí también.»

Onlar gezi için tarih belirlediler.

Ellos decidieron la fecha para el viaje.

Gezi için her şey hazırdı.

Todo estaba listo para el viaje.

Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.

Si llueve, la excursión será cancelada.

Tom Boston'a ücretsiz bir gezi kazandı.

Tom se ganó un viaje gratis a Boston.

Geçen yıl, biz Londra'ya gezi yaptık.

El año pasado viajamos a Londres.

Gezi için bir rehber bulmak gerekliydi.

Hubo que buscar un guía para el viaje.

Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.

- Algún día vamos a ir a la India.
- Algún día haremos un viaje a la India.

O geçen ay Avrupa'ya gezi yaptı.

Ella hizo un viaje a Europa el mes pasado.

Yakın zamanda bir gezi planlıyor musun?

¿Tenés planes de viajar pronto?

Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

¿Hay visitas guiadas por la ciudad?

Bu hafta sonu küçük bir gezi yapmak istiyorum.

Me gustaría tomar un pequeño viaje este fin de semana.

Ben bir gezi için uzaktayken bir hırsız evime girdi.

Un ladrón entró en mi casa mientras estaba de viaje.

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

La segunda nave espacial, el módulo de excursión lunar o 'lem', aterrizaría en la luna.

Tom tüm dünyada birkaç gezi yaptı, ancak bunlardan tek biri hakkında asla kimseye söylemedi.

Tom realizó varios viajes alrededor del mundo, pero nunca le ha contado a nadie ni sobre uno de ellos.