Translation of "Uçak" in German

0.023 sec.

Examples of using "Uçak" in a sentence and their german translations:

Uçak hazır.

Das Flugzeug steht bereit.

Uçak havalandı.

Das Flugzeug hob ab.

- Ben bir uçak gördüm.
- Bir uçak gördüm.

- Ich habe ein Flugzeug gesehen.
- Ich sah ein Flugzeug.

Uçak aniden düştü.

Das Flugzeug stürzte plötzlich ab.

Uçak doğuya uçtu.

Das Flugzeug flog nach Osten.

Bir uçak gördüm.

- Ich habe ein Flugzeug gesehen.
- Ich sah ein Flugzeug.

Uçak zamanında geldi.

- Das Flugzeug kam pünktlich an.
- Das Flugzeug ist pünktlich angekommen.

Uçak kullanmayı biliyor.

- Er weiß, wie man ein Flugzeug steuert.
- Er weiß, wie man ein Flugzeug fliegt.

Uçak biletimi bulamıyorum.

Ich kann meinen Flugschein nicht finden.

Bak! Uçak kalkıyor.

- Schau mal! Das Flugzeug hebt ab.
- Schaut! Das Flugzeug hebt ab.

Uçak seferimi kaçırdım.

Ich habe meinen Flug verpasst.

Uçak çalışmak üzere.

Das Flugzeug ist im Begriff zu starten.

Uçak zamanında kalktı.

Das Flugzeug ist pünktlich abgeflogen.

Uçak hâlâ havalanmadı.

Das Flugzeug hat noch nicht abgehoben.

Uçak kaza yaptı.

Das Flugzeug ist abgestürzt.

Uçak kalkmak üzeredir.

Das Flugzeug wird gleich abheben.

Bu uçak onun.

Dieses Flugzeug gehört ihm.

Uçak Narita'ya indi.

Das Flugzeug ist in Narita gelandet.

Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.

Ich bestätige meine Flugreservierung.

Uçak kalkışa hazır.

Das Flugzeug ist startbereit.

- Uçak saat üçte varacak.
- Uçak saat üçte gelecek.

- Das Flugzeug wird um drei ankommen.
- Der Flieger kommt um drei an.

- Tom uçak kazasından kurtuldu.
- Tom uçak kazasını atlattı.
- Tom uçak kazasında hayatta kaldı.

Tom hat den Flugzeugabsturz überlebt.

- Uçak kazasında kurtulan olmadı.
- Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.

Niemand überlebte den Flugzeugabsturz.

Helikopter mi, uçak mı?

Helikopter oder Flugzeug?

Uçak yolculuğu yapanlar bilir

diejenigen, die fliegen

Uçak yolculuğu yapan insanlar

Leute, die mit dem Flugzeug reisen

Uçak Tokyo'dan İtalya'ya gidiyor.

Das Flugzeug befindet sich auf dem Weg von Tokio nach Italien.

Uçak Narita Havalimanı'na indi.

Das Flugzeug landete auf dem Flughafen Narita.

Uçak artık kullanıma hazırdır.

Das Flugzeug ist jetzt einsatzfähig.

Uçak tam dokuzda havalandı.

Das Flugzeug hat exakt um neun Uhr abgehoben.

Uçak adanın üzerinde uçtu.

Das Flugzeug überflog die Insel.

Uçak bulutların üzerinde uçuyor.

Das Flugzeug fliegt gerade über den Wolken.

Uçak bulutların üzerinden uçtu.

Das Flugzeug flog über den Wolken.

Uçak saat kaçta inecek?

Um welche Zeit soll das Flugzeug planmäßig landen?

Uçak 4,000 fite tırmandı.

Das Flugzeug stieg auf 4.000 Fuß.

Uçak çok geçmeden inecek.

- Das Flugzeug wird bald landen.
- Das Flugzeug wird in Kürze landen.

Uçak dağın üzerinde uçtu.

Das Flugzeug flog über den Berg.

Uçak New York'a yaklaşıyor.

Das Flugzeug nähert sich New York.

Uçak tam altıda indi.

Das Flugzeug landete genau um 6 Uhr.

Ben bir uçak gördüm.

- Ich habe ein Flugzeug gesehen.
- Ich sah ein Flugzeug.

Uçak kazasında kurtulan olmadı.

Niemand überlebte den Flugzeugabsturz.

Uçak ortadan kaybolmuş görünüyor.

Das Flugzeug hat sich scheinbar in Luft aufgelöst.

Model uçak yapmak ilginçtir.

Ein Modellflugzeug zu bauen ist interessant.

Bu uçak kaç yaşında?

Wie alt ist dieses Flugzeug?

Uçak toz ile kaplanmıştı.

Die Maschine war mit Staub bedeckt.

Bu uçak vaktinde midir?

Ist das Flugzeug pünktlich?

Uçak fazla rezervasyon almış.

Das Flugzeug ist überbucht.

Şu uçak çok büyük.

Das Flugzeug ist riesengroß!

Bu uçak beşte havalanacak.

Das Flugzeug wird um 5 Uhr abheben.

Uçak saat sekizde gelir.

- Das Flugzeug landet um 8 Uhr.
- Die Maschine landet um 8 Uhr.

Tom maket uçak yaptı.

Tom hat ein Modellflugzeug gebaut.

Tom kâğıttan uçak yaptı.

- Tom machte einen Papierflieger.
- Tom faltete einen Papierflieger.
- Tom baute einen Papierflieger.

Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.

Ja, das sieht eindeutig nach einem Flugzeugwrack aus.

Uçak tam hareket etmek üzereyken

wenn sich das Flugzeug bewegt

Fakat uçak yolculuğuna ikna oldu

aber er war von seiner Flucht überzeugt

Moskova'dan kahire'ye giden bir uçak

Ein Flugzeug von Moskau nach Kairo

Moskova'dan Kahireye giden bir uçak

Ein Flugzeug von Moskau nach Kairo

Artık uçak bunu otomatik yapıyor

Jetzt macht das Flugzeug es automatisch

Uçak kötü hava nedeniyle gecikti.

Das Flugzeug war wegen des schlechten Wetters verspätet.

Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.

Das Flugzeug flog über den Fuji.

Uçak mükemmel bir iniş yaptı.

Das Flugzeug machte eine perfekte Landung.

Uçak 10.000 metre yüksekliğe tırmandı.

Das Flugzeug stieg bis zu einer Höhe von 10000 Metern auf.

Uçak on dakika önce kalktı.

Das Flugzeug hat vor zehn Minuten abgehoben.

Bak, kalkan bir uçak var.

Guck! Da startet gerade ein Flugzeug.

Uçak kazası tam geçen haftaydı.

Der Flugzeugabsturz hat sich erst letzte Woche zugetragen.

Uçak Itami havaalanına zamanında vardı.

Das Flugzeug kam auf dem Flughafen von Itami an.

Uçak Paris için kalkmak üzere.

Das Flugzeug ist dabei, nach Paris zu starten.

Uçak korsanlar tarafından havaya uçuruldu.

Das Flugzeug wurde von Entführern in die Luft gejagt.

Uçak tam olarak altıda havalandı.

- Exakt um sechs hob das Flugzeug ab.
- Das Flugzeug hob exakt um sechs ab.

Uçak bir saat içinde kalkacak.

Das Flugzeug wird in einer Stunde abheben.

Uçak 3000 metre yükseklikte uçtu.

Das Flugzeug flog in einer Höhe von 3.000 Metern.

Uçak Kate'in evinin üzerinden uçtu.

Das Flugzeug flog über Kates Haus.

Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.

Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.

Osaka'ya son uçak iptal edildi.

Der letzte Flug nach Osaka wurde annulliert.

Uçak saat kaçta hareket edecek?

Um wie viel Uhr fliegt das Flugzeug ab?

O, uçak kazasında hayatta kaldı.

Er hat den Flugzeugabsturz überlebt.

Uçak az önce hareket etti.

Das Flugzeug hat gerade abgehoben.

Benim hobim model uçak yapmaktır.

Mein Hobby ist Modellflugzeugbau.

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

- Tom faltet gerne Papierflieger.
- Tom baut gerne Papierflieger.

Uçak şehrin üzerine bombalar bıraktı.

Das Flugzeug warf Bomben auf die Stadt ab.

Sadece iki uçak biletim var.

Ich habe nur zwei Flugscheine.

O bir uçak kazasında öldü.

Er ist bei einem Flugzeugunglück ums Leben gekommen.

Uçak, bulutların çok üzerinde uçuyordu.

Das Flugzeug flog weit über den Wolken.

Birçok kişi uçak kazasında öldü.

Bei dem Flugzeugunfall kamen viele Menschen ums Leben.

Uçak tam olarak dokuzda vardı.

Das Flugzeug kam exakt um neun an.

Uçak Paris'e doğru uçmak üzere.

Das Flugzeug ist dabei, nach Paris zu starten.

Ben bir kağıt uçak yaptım.

- Ich habe ein Papierflugzeug gemacht.
- Ich habe einen Papierflieger gebastelt.

Havaalanına geldiğimde uçak çoktan havalanmıştı.

- Die Maschine war schon abgeflogen, als ich den Flugplatz erreichte.
- Als ich am Flughafen ankam, war die Maschine bereits abgeflogen.

Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.

Das Flugzeug ermöglicht Überschallgeschwindigkeiten.

Uçak New York'a zamanında vardı.

Das Flugzeug kam pünktlich in New York an.

Uçak için tam zamanında ulaştım.

Ich erreichte das Flugzeug gerade rechtzeitig.

Uçak güvenli bir biçimde indi.

Das Flugzeug landete sicher.

Bu uçak Tokyo'ya kesintisiz uçar.

Dieses Flugzeug fliegt direkt nach Tokio.

Uçak güvenli bir şekilde indi.

- Das Flugzeug landete sicher.
- Der Flieger landete sicher.