Translation of "Yapacağına" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Yapacağına" in a sentence and their spanish translations:

Yapacağına inanıyor

Él cree que lo hará

Tom'un onu yapacağına inanmıyordum.

No creía que Tom lo haría.

Onun bunu yapacağına inanmıyordum.

Dudaba que él lo hiciera.

Kadın diyet yapacağına, sigarayı bırakacağına ve fiziksel egzersiz yapacağına söz verdi.

La mujer prometió ponerse a dieta, dejar de fumar y hacer ejercicio.

- Ne yapacağına karar vermek sana kalmıştır.
- Ne yapacağına karar vermek size kalmış.
- Ne yapacağına karar vermek sana kalmış.

Recae en ti decidir qué hacer.

Ne yapacağına karar verdin mi?

¿Ya decidiste qué hacer?

Bana onu yapacağına söz ver.

- Prométeme que lo harás.
- Prométeme que harás lo que te pido.

Tom ne yapacağına karar veremedi.

Tom no podía decidir qué hacer.

Tom'un onu benim için yapacağına inanamıyorum.

No puedo creer que Tom me haga eso.

Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.

Estoy seguro de que Tom hará lo que dice que hará.

Tom'un ona nasıl tepki yapacağına bakalım.

Veamos cómo reacciona Tom a eso.

Tom ne yapacağına hemen karar vermeli.

- Tom debe decidir que hacer en seguida.
- Tomás tiene que decidir de una vez qué hacer.
- Tomás tiene que decidir qué hacer de una vez.

Tom bana onu yapacağına söz verdi.

Tom me prometió que lo haría.

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yaptı.

Tom hizo lo que prometió que haría.

Tom'un Mary hakkında öyle dedikodu yapacağına inanamıyorum.

No puedo creer que Tom chusmeara sobre Mary de esa forma.

Mademki yetişkinsin, ne yapacağına karar vermek sana kalmış.

Ahora que eres mayor, decidir qué hacer depende de ti.

Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.

Tom tuvo problemas decidiendo qué hacer después.

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yapmadığı için özür diledi.

- Tom pidió perdón por no llevar a cabo lo prometido.
- Tom se disculpó por no cumplir sus promesas.
- Tom se disculpó por incumplir lo acordado.

O bana bu hafta ödeme yapacağına söz verdi ama sözünü tutmadı.

Ella prometió que me pagaría esta semana, pero no mantuvo su palabra.