Translation of "Kalmış" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Kalmış" in a sentence and their japanese translations:

- Size kalmış.
- Karar vermek size kalmış.

それは君の決めることだ。

Bu size kalmış.

- それは君の決めることだ。
- あなた次第です。
- それはあなた次第です。
- あなたにお任せします。

Tamamen size kalmış.

それはまったく君次第だよ。

Fiyat sana kalmış.

値段はあなたしだいで決めてください。

Zaman size kalmış.

- 時間はあなたにお任せします。
- 時間は任せるよ。

Cebimde kalmış para bulmadım.

ポケットには一銭も残っていないのがわかった。

Onu yapmak sana kalmış.

それをするのは君の責任だ。

O tamamen sana kalmış.

- それはまったくあなた次第です。
- それは完全にあなた次第です。

Kararı vermek size kalmış.

- 結論を下すのは君の義務です。
- 決定は君に任せるよ。

Seçim tamamen size kalmış.

選択は全く君次第だ。

İsterseniz gidebilirsiniz, size kalmış.

行きたければ行けばいい。君次第だよ。

Alıp almamak size kalmış.

買うかどうかはあなたしだいです。

Saatimi ayarlamalıyım. Geri kalmış.

時計を調整しなければ。遅れているのだ。

Karar vermek sana kalmış.

決定するのは君次第だ。

Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.

状況次第で左右されてしまいます

Şişede kalmış biraz şarap var.

ビンにはワインがほとんど残っていない。

Hazine uzun zamandır gizli kalmış.

その財宝は長い間隠されていた。

Saat on dakika geri kalmış.

時計が10分遅れている。

Tren geç kalmış gibi görünüyor.

電車が遅れているようだ。

Saate göre sadece 3 dk kalmış,

この講演の残り時間は3分ですから

Şişenin dibinde kalmış biraz su vardı.

ビンの底には水が少し残っていた。

Dün toplantıya geç kalmış gibi görünüyor.

どうやらかれはきのうその会にまに合わなかったようだ。

Bu madde, asite maruz kalmış olmalı.

その物質は酸で処理しなければならない。

Lütfen saati ayarlar mısınız. Geri kalmış.

その時計遅れているから直してくれないかい。

Bu konuda karar vermek size kalmış.

そのことを決めるのは君の役目だ。

O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

彼女は自分の意見をなかなか言おうとしない。

Üzücü haberi ona söylemek bana kalmış.

その悲しい知らせは私が責任を持って必ず彼女に伝えよう。

Olup olmadığına karar vermek size kalmış.

行くべきかどうか決めるのはあなた次第だ。

Ne yapacağına karar vermek size kalmış.

- 何をするかを決めるのは君自身だ。
- 何をするかを決めるのは君の責任だ。
- 何をするかを決めるのはあなたの責任である。
- 何をするかを決めるのは、あなた次第だ。
- する事を決めるのはあなたの質問です。
- 何をするかを決めるのは、あなたに任せます。

Bardağın dibinde kalmış biraz şarap var.

グラスの底に少しワインが残っている。

Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.

その仕事に応募するかしないかは、あなたが決めることです。

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.

私たちがそこへ行くかどうかを決めるのは君の責任だ。

Onun onu yapıp yapmayacağı tamamen ona kalmış.

彼がそれをするか否かは全く彼が決めることだ。

Gitmek isteyip istemediğinize karar vermek size kalmış.

- 行くべきかどうかを決めるのは君次第だ。
- 行くべきかどうかを決めるのはあなたの責任だ。

Mademki yetişkinsin, ne yapacağına karar vermek sana kalmış.

もう大人なのだから、やるべきことは自分の責任で決めなさい。

Böyle bir şeyin olmayacağından emin olmak sana kalmış.

そんなことが起こらないように気をつけるのは、君の務めだ。

İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.

その仕事に誰を選ぶか決めるのは君の責任だ。

Tren geç kalmış olsa bile, biz zamanında gittik.

列車が遅れたけれども、なんとか間に合った。

- Ne yapacağına karar vermek sana kalmıştır.
- Ne yapacağına karar vermek size kalmış.
- Ne yapacağına karar vermek sana kalmış.

何をするかを決めるのは、あなたに任せます。

En kötü ihtimalle sadece otuz dakika geç kalmış olacaksın.

君はせいぜい30分しか遅れないだろう。

- Akşam yemeğini nerede yediğimiz benim için dert değil. O tamamen sana kalmış.
- Yemeği nerede yediğimiz umurumda değil. Bu tamamen sana kalmış.

夕食はどこでも構いません。お任せします。

O seni öldürmek ya da yaşamana izin vermek bana kalmış!

君を生かすも殺すも僕次第だ。

- Gidip gitmemek sana kalmış.
- Gitmek ya da kalmak senin kararın.

行くかとどまるかは君の決断することだ。

Gizli kalmış ne varsa ortaya çıkar ve bu duyguları hissetmenizi ister.

何であれ 隠れていたものが 出現し あなたにそれを感じろと訴えかけます

Size yardım etmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. Gerisi size kalmış.

君を助けるために私は最善を尽くした。あとは君次第だ。

- Şemsiyemi telefon kulübesinde unuttum.
- Şemsiyemi telefon kulübesinde bırakmışım.
- Şemsiyem telefon kulübesinde kalmış.

傘を電話ボックスに忘れてしまった。

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

‎2メートルの雪に埋まった ‎死骸を嗅ぎ分ける ‎クズリは珍しい動物だ

Bir adamın 11 tane koyunu varsa ve onların 9'u öldüyse geriye kaç tane koyunu kalmış olur?

男の人が羊を十一匹飼っていましが、九匹を除いて全部死んでしまいました。羊は何匹残っているでしょうか。