Translation of "Yürümeye" in Spanish

Yürümeye devam et.

Seguí caminando.

Biz yürümeye başladık.

- Empezamos a andar.
- Empezamos a caminar.

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

pero tengo que seguir caminando por la línea".

Bunu toplayıp yürümeye başlayacağız.

Empaco esto, e iremos a pie.

Onlar yürümeye devam ettiler.

Siguieron caminando.

Her gün yürümeye alışkınım.

Tengo el hábito de caminar cada día.

Arabaya yürümeye devam ettim.

Seguí caminando hacia el coche.

Tom yürümeye devam etti.

- Tom siguió andando.
- Tomás siguió caminando.

Onlar yürümeye devam etti.

Ellos siguieron caminando.

Tom yağmurda yürümeye aldırmaz.

A Tom no le molesta caminar bajo la lluvia.

Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.

No estoy acostumbrado a caminar distancias largas.

Yorgundu fakat yürümeye karar verdi.

Estaba cansada, pero decidió caminar.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

Prefiero montar en bicicleta a caminar.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

Ellos empezaron a caminar después de un rato.

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Tom no está acostumbrado a caminar a pie descalzo.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkınım.

Estoy acostumbrado a andar largas distancias.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.

No estoy acostumbrado a caminar largas distancias.

Ayaklarım yoruluncaya kadar yürümeye devam ettim.

Seguí andando hasta que mis pies no pudieron más.

Tom kıyı boyunca yürümeye devam etti.

Tom siguió caminando a lo largo de la orilla.

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.

Tom no está acostumbrado a andar descalzo.

O ileri geri yürümeye devam etti.

- Estaba paseando de un lado a otro.
- Siguió andando de un lado para otro.

İki saat boyunca yürümeye devam etti.

Él siguió caminando por dos horas.

Hadi Çin Seddi'nde iç çamaşırımızla yürümeye gidelim.

visitemos en ropa interior la Gran Muralla,

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

Guiados por la hembra más vieja, la manada mantiene a los pequeños en movimiento.

Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.

Empezó a llover, pero seguimos andando.

Tom su üzerinde yürümeye çalıştı ama dibe battı.

Tom intentó caminar por encima del agua, pero se hundió hasta el fondo.

Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

Tom abandonó a su carro que se quedó sin gasolina, y empezó a caminar.

Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.

Longus marcha con el resto de su ejército a encontrarse con el enemigo.

Yani, ben şunu yapıyorum, çok erken bir saatte uyanıp yürümeye,

Mira, lo que he estado haciendo es despertar muy temprano y salir

Tom benzin bidonunu aldı ve arabasının arkasına doğru yürümeye başladı.

Tom agarró el bidón de nafta y empezó a caminar hacia su auto.

Harold Godwinson çok hızlı bir şekilde York'a yürüdü ve York'ta yürümeye devam etti

Harold Godwinson marchó muy rápidamente hasta York y siguió marchando por York, y