Translation of "Seçimi" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Seçimi" in a sentence and their spanish translations:

Tamam, seçimi yaptık.

Bien, lo elegimos.

Doğru seçimi yaptın.

- Tomaste la decisión correcta.
- Tomasteis la decisión adecuada.

Doğru seçimi yaptı.

Ella tomó la decisión correcta.

Doğru seçimi yaptılar.

Ellos tomaron la decisión correcta.

Lincoln seçimi kazandı.

Lincoln ganó las elecciones.

O doğru seçimi yaptı.

Él tomó la decisión correcta.

Tom'un seçimi kazanmasını istiyorum.

Quiero que Tom gane las elecciones.

Belediye başkanı seçimi kazandı.

El alcalde ganó las elecciones.

Doğru seçimi yapmak zorundasın.

Tienes que tomar la decisión correcta.

Tom'un bir seçimi yok.

Tom no tiene opción.

Büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı.

Él ganó la elección por una gran mayoría.

O, bir sonraki seçimi kazandı.

Él ganó las elecciones siguientes.

Tom'un seçimi kazanma şansı yüksek.

Tom tiene una buena chance de ganar las elecciones.

O, seçimi büyük bir çoğunlukla kazandı.

Él ganó la elección por una gran mayoría.

Şoktayım! Emmanuel muhtemelen önümüzdeki seçimi kazanacak.

- ¡Estoy atónito! Emmanuel probablemente gane las siguientes elecciones.
- ¡Estoy atónita! Emmanuel probablemente gane las siguientes elecciones.

Yani geleneksel olmayan seçimi yapma şansınız var.

Cuando tengan la oportunidad, elijan la opción poco convencional.

Inşa edebilmek için bizler doğru seçimi yapabiliriz.

para finalmente construir la comunidad que anhelamos

Seçimi nasıl kazandığı konusunda hala şüpheler var

Todavía hay dudas sobre cómo ganó las elecciones

Kampanya başarılı oldu ve o seçimi kazandı.

La campaña tuvo éxito y él ganó las elecciones.

Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.

Como él era pobre, tuvo que dejar la escuela.

Kulelerin seçimi genellikle zevk, moda veya maliyete bağlıdır.

La elección suele ser de gusto, moda y / o costo.

Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.

Casi no hay ninguna esperanza de que gane las elecciones.

Şahsen, seçimi kimin kazanacağının herhangi bir yaratacağını sanmıyorum.

Personalmente, no creo que marque ninguna diferencia quién gane las elecciones.

Ilk olarak meclis seçimi için referandum çağrısında bulunmuştu

él convocó primero un referendum para proponer la elección de la asamblea.

Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.

Ganar la elección fue un victoria grande para el partido del candidato.

Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.

Cada pocos minutos, tomarán una importante decisión.

Tam bu iş buraya kadar Trump seçimi kaybetti diye düşünülürken

Aquí es exactamente donde Trump ha perdido las elecciones

Tom, John'un seçimi kimin kazanacağını umduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.

Tom dijo que pensaba que Mary sabía quién esperaba John que ganaría las elecciones.

Tom seçimi kimin kazanacağını tahmin ederek iyi bir iş yaptı.

Tom hizo un buen trabajo pronosticando quien ganaría la elección.

Venezüellalıların çoğu evet oyu verince yeni bir Ulusal Kurucu Meclis seçimi yapıldı

Después de que la mayoría de venezolanos votara "si", eligieron una nueva Asamblea Nacional Constituyente.

- Onu seçmeye bizim oylarımız yetmedi.
- Bizim oylarımız onun seçimi kazanması için yeterli gelmedi.

Nuestros votos no fueron suficientes para elegirlo.