Translation of "Belediye" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Belediye" in a sentence and their spanish translations:

Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.

En el ayuntamiento hay muchas oficinas del gobierno municipal.

Belediye binası nerede?

¿Dónde está el ayuntamiento?

- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.

Él fue reelegido alcalde.

Belediye Başkanı telefonda bağırıyor.

El alcalde está gritando en el teléfono.

Tekrar belediye başkanı seçildi.

Él fue elegido alcalde de nuevo.

Belediye başkanlığına aday olmalısın.

Deberías presentarte para alcalde.

Belediye başkanlığına aday oldum.

Yo competí para alcalde.

Belediye başkanı için koştum.

Competí para alcalde.

O, belediye binası olmalı.

Ese debe ser el ayuntamiento.

Belediye başkanı seçimi kazandı.

El alcalde ganó las elecciones.

Belediye başkanı sen misin?

¿Eres tú el alcalde?

Ben belediye başkanlığına adayım.

Soy candidato a alcalde.

- Belediye başkanı genele hitap etti.
- Belediye başkanı halka hitap etti.

El alcalde se dirigió al público en general.

- Tom belediye başkanlığı için yarıştı.
- Tom belediye başkanlığına aday oldu.

Tom se postuló a alcalde.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

Lo elegimos para alcalde.

O, belediye başkanlığına aday olacak.

Él se va a postular para alcalde.

Belediye Başkanı şimdi müsait değil.

El alcalde no está disponible ahora.

O, belediye başkanı ile tokalaştı.

Él estrechó las manos con el alcalde.

Belediye başkanı kent işlerini yönetir.

El alcalde administra los asuntos de la ciudad.

Belediye başkanı bile dioksin soluyor.

Incluso el alcalde respira dioxina.

Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.

El ayuntamiento se encuentra en el centro de la ciudad.

Hangi yol belediye binasına gidiyor.

¿Cuál calle va al ayuntamiento?

Belediye başkanı isteğimizi kabul etti.

El alcalde concedió nuestra demanda.

Tom Jackson belediye başkanı seçildi.

Tom Jackson fue elegido alcalde.

Onlar onu belediye başkanı seçtiler.

Consiguieron que le eligieran alcalde.

Belediye başkanlığı için adaylığımı koymayacağım.

No me presentaré a alcalde.

Müfide İlhan ilk kadın belediye başkanı

Müfide İlhan es la primera alcaldesa

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

Ella consiguió hacerse elegida como alcalde.

O, belediye başkanlığı için aday olacak.

Él se presentará para alcalde.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.

Él criticó severamente al edil.

O, belediye başkanı olarak görev yaptı.

Él trabajó de alcalde.

Belediye başkanını tanımıyorum, ama tanışmak isterim.

No conozco al alcalde, pero me gustaría conocerlo.

Ben de, bir belediye meclisi üyesiyim.

Yo también soy concejal.

Belediye başkanı yakında istifa kararını açıklayacak.

El alcalde anunciará dentro de poco su decisión de abdicar.

Onu belediye başkanı olması için seçtiler.

Ellos la eligieron para alcalde.

Amsterdam'da belediye başkanları, kadınlar gününde seçilir.

En Amsterdam, los alcaldes son elegidos el Día de la Candelaria.

Clint Eastwood, Carmel belediye başkanı seçildi.

Clint Eastwood fue elegido alcalde de Carmel.

Hatta Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü belediye başkanı olduğunda

incluso cuando Ekrem İmamoğlu era el alcalde de Beylikdüzü

Buradan belediye binasına yürümek ne kadar sürer?

¿Cuánto tiempo lleva caminar desde aquí hasta la municipalidad?

Boston belediye başkanının kim olduğunu biliyor musun?

¿Sabes quién es el alcalde de Boston?

Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.

El alcalde se dirigió a una gran audiencia.

Belediye başkanı dev bir makasla kurdeleyi kesti.

El intendente cortó la cinta con una tijera gigante.

Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.

que llevé conmigo al banco de la corte municipal de Newark.

İstasyonun belediye binasına ne kadar uzaklıkta olduğunu biliyor musunuz?

¿Sabes qué distancia hay de la estación al ayuntamiento?

Babası bir belediye başkanıydı ama o siyasetle ilgilenmek istemiyordu.

El padre fue intendente, pero él prefirió no entrar en la política.

Lviv belediye binası üzerindeki saat ilkin 1404 yılında kuruldu.

El reloj del municipio de Lviv se instaló en un principio en el año 1404.

Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.

Los reporteros exigieron saber por qué el alcalde no hablaría con ellos.

Belediye başkanın gelecek yıl için daha şimdiden birkaç düşüncesi var!

- El intendente ya tiene un par de ideas para el año que viene.
- ¡El alcalde tiene ya un par de ideas para el próximo año!

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

¿Cuánto tiempo más o menos toma ir caminando desde aquí hasta la municipalidad?

Dürüst olan belediye başkanın bile başına neler geldiğini anlatan bir film

una película sobre lo que le sucedió incluso al alcalde honesto

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

El alcalde de Nápoles se disculpó con un turista estadounidense que fue golpeado poco después de haber sido asaltado.