Translation of "Saldırdı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Saldırdı" in a sentence and their spanish translations:

Ordumuz krallığa saldırdı.

Nuestro ejército atacó el reino.

Düşman kasabaya saldırdı.

El enemigo atacó el pueblo.

Tom, Mary'ye saldırdı.

Tom atacó a Mary.

Oyuncu hakeme saldırdı.

El jugador agredió al árbitro.

Birisi Tom'a saldırdı.

Alguien atacó a Tom.

Süvari, düşmana saldırdı.

La caballería cargó sobre el enemigo.

Düşman arkadan saldırdı.

El enemigo atacó por detrás.

Düşman öfkeyle saldırdı.

El enemigo embistió con furia.

Biri onlara saldırdı.

Alguien los atacó.

Biri bana saldırdı.

Alguien me atacó.

Biri ona saldırdı.

Alguien lo atacó.

O, ona saldırdı.

Ella le atacó.

Onlar düşmana saldırdı.

Ellos atacaron al enemigo.

Karşı ezici zaferine saldırdı .

sobre los prusianos en Jena.

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

El perro atacó al niño.

Düşman bize gece saldırdı.

El enemigo nos atacó por la noche.

O bana arkadan saldırdı.

- Él me atacó por la espalda.
- Él me atacó por detrás.
- Él me atacó a traición.

Tom'un köpeği Mary'ye saldırdı.

El perro de Tom atacó a Mary.

O, yumruklarıyla ona saldırdı.

Ella le pegó con sus puños.

öldürülene kadar iki eliyle saldırdı.

arremetiendo con ambas manos hasta que lo mataron.

Vahşi bir köpek kıza saldırdı.

Un perro feroz atacó a la niña.

Barbarlar saldırdı ve şehrimizi yağmaladı.

Los bárbaros violaron y saquearon nuestra ciudad.

Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

Un enjambre de avispas atacó a los niños.

O, konuşmasında hükümetin politikasına saldırdı.

En su discurso él atacó la política del gobierno.

Bir grup kurt, gezginlere saldırdı.

Una manada de lobos atacó al viajero.

Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

El ladrón la atacó en un callejón.

Tom bana elindeki bir bıçakla saldırdı.

Tom vino hacia mí con un cuchillo en la mano.

Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.

Un enjambre de avispones atacó a los niños.

O, bir makas ile ona saldırdı.

- Ella le atacó con unas tijeras.
- Ella lo atacó con unas tijeras.

Hızla düzen koydu, tersine çevirdi ve saldırdı.

Rápidamente impuso el orden, le dio la vuelta y atacó.

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.

El hombre la atacó con intención de matarla.

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.

Un grupo de jóvenes atacó al anciano.

1683 yılında Türkler ikinci kez Viyana'ya saldırdı.

En 1683 los turcos atacaron Viena por segunda vez.

O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.

Ella le atacó con un bate de béisbol.

Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.

cerca de Friedland, atacó. Esperaba una victoria fácil.

Saltanovka'da Bagration'ın İkinci Ordusu'na saldırdı, ancak kaçışını engelleyemedi

Atacó al Segundo Ejército de Bagration en Saltanovka, pero no pudo evitar su

Japonlar 7 Aralık 1941 tarihinde Pearl Harbor'a saldırdı.

Los japoneses atacaron Pearl Harbor el 7 de diciembre de 1941.

- Herkes benim görüşüme saldırdı.
- Herkes benim fikrime karşı çıktı.

Todos se quejaron de mi opinión.

Teröristler 2001 yılında New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırdı.

En 2001, terroristas atacaron el World Trade Center en Nueva York.

"EY,ISLAM!!!" diye 3 kere bağırdı ve adamlarıyla birlikte düşman hattına saldırdı.

“Oh, Islam!!!” gritó el tres veces y cargó contra la línea enemiga con su séquito personal.

Bulgar Tuna Nehri kıyısındaki Osmanlı ve diğer Hıristiyan olmayan yerleşimlere saldırdı ve

de Vlad saquea a los otomanos y otros asentamientos no cristianos del banco del río búlgaro del Danubio.

Lannes, Pułtusk'ta daha büyük bir Rus gücüne saldırdı, ancak bu kanlı ve kararsız bir olaydı.

Lannes atacó a una fuerza rusa más grande en Pułtusk, pero fue un asunto sangriento e indeciso.