Translation of "Oyuncu" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Oyuncu" in a sentence and their spanish translations:

Oyuncu rolüne çalışıyor.

La actriz está estudiando su papel.

Oyuncu makyaj yapıyor.

El actor se está maquillando.

Oyuncu hakeme saldırdı.

El jugador agredió al árbitro.

- En sevdiğin oyuncu kimdir?
- En sevdiğin oyuncu kim?

¿Quién es tu jugador favorito?

Bir diğer büyük oyuncu.

así como acuerdos entre la población y el estado.

En sevdiğin oyuncu kimdir?

¿Quién es tu jugador favorito?

Kaç tane oyuncu var?

¿Cuántos jugadores hay?

Böylece sunucudaki herhangi bir oyuncu

para que cualquier jugador en el servidor,

Her oyuncu elinden geleni yaptı.

Cada jugador dio lo mejor de si mismo.

O iyi bir oyuncu olmayacaktır.

Él no será un buen jugador.

Tom takımdaki en iyi oyuncu.

Tom es el mejor jugador del equipo.

Futbol takımında kaç oyuncu vardır?

¿Cuántos jugadores hay en un equipo de fútbol?

Ali çok disiplinli bir oyuncu.

Alí es un jugador muy disciplinado.

Hong Myong Bo büyük bir oyuncu.

Hong Myong Bo es un gran futbolista.

Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.

Al parecer, la señora Brown es una actriz.

O bayanın bir oyuncu olduğu söylendi.

Se decía que esa dama era una actriz.

John bir diğer büyük oyuncu idi.

John era otro gran jugador.

O garson, ama aynı zamanda oyuncu.

Él es camarero, pero también actor.

Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.

Sin embargo, el protagonista es consciente de sus propios errores.

TV muhabiri ile oyuncu arasında ayrım yapmadım.

no había diferencia entre un presentador de noticias y un actor.

Oyuncu üst üste üç kez şampiyonluk kazandı.

El jugador ganó el campeonato por tres veces seguidas.

Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.

No creo que sea un gran actor.

İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.

Dicen que era una actriz en su juventud.

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

A veces, si estaba juguetona, no podías dejarla mucho tiempo

Ben sizin gibi iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

Quiero ser un buen jugador, como tú.

Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor.

Se dice que ella fue actriz hace unos veinticinco años.

Birçok kişi Tom'un takımımızdaki en iyi oyuncu olduğunu söylüyor.

Muchos dicen que Tom es el mejor jugador de nuestro equipo.

Onlar yaz eğitimi sırasında çok yetenekli bir oyuncu keşfettiler.

Descubrieron un jugador muy talentoso durante los entrenamientos de verano.

Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.

- Tom ganó el Oscar al mejor actor secundario.
- Tom ganó el Oscar al mejor actor de reparto.

Sohbetle ve Cohh ile cidden bir çoklu oyuncu deneyimi edindik.

y tuvimos una experiencia multijugador con el chat y con Cohh.

Antalya film festivaldinde Kemal Sunal en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştı

Kemal Sunal recibió el premio al mejor actor en el festival de cine de Antalya

- Aktris gerçekte olduğundan daha genç görünüyor.
- Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor.

- La actriz parece más joven de lo que es en realidad.
- La actriz se ve más joven de lo que es.

Leonardo DiCaprio, Hayalet filminde Hugh Glass rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandı.

Leonardo DiCaprio ganó el Oscar al mejor actor por su papel de Hugh Glass en el Renacido.

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

Todo el mundo es un escenario, y todos los hombres y mujeres meros actores. Tienen sus salidas y sus entradas, y un hombre en su tiempo juega muchas partes, comprendiendo sus actos siete edades.