Translation of "Karşılamak" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Karşılamak" in a sentence and their spanish translations:

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

uno en que la gente es capaz de hacer de todo

Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.

Ellos agitaron banderas, para dar la bienvenida a la princesa.

Babamı karşılamak için havaalanına gittim.

Fuí al aeropuerto para recibir a mi padre.

Kuzenimi karşılamak için havaalanına gitmeliyim.

Tengo que ir al aeropuerto a ver a mi primo.

Onların ihtiyaçlarını karşılamak büyük bir zorluk.

Satisfacer sus necesidades será un gran desafío.

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.

- Ken fue al parque a juntarse con Yumi.
- Ken fue al parque para reunirse con Yumi.

Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.

Paul vino a Roma a saludarme.

O beni karşılamak için sandalyesinden kalktı.

Él se paró de su silla para darme la bienvenida.

O, bazen beni karşılamak için gelir.

Él viene a verme a veces.

O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.

Ese dinero es suficiente para cubrir los gastos.

Teröristler saldırıları karşılamak için sahte mal satıyor,

Los terroristas venden esto para financiar sus ataques.

Şu anda Tom'u istasyonda karşılamak için yoldayım.

Ahora voy de camino a conocer a Tom en la estación.

Tom Mary ile karşılamak için can atıyordu.

Tom se moría por conocer a Mary.

O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.

Él estaba de camino al aeropuerto para encontrarse con el Sr. Oeste.

O dün gece onu karşılamak için söz verdi.

Ella prometió encontrarse con él ayer por la noche.

Ben isteğinizi karşılamak için mümkün olan her türlü çabayı yapacağım.

Yo haré cada esfuerzo posible para cumplir con su solicitud.

Yoksul adam diğer insanlardan bağımsızdır ve yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Zengin adam ise kendi ihtiyaçlarında bağımsızdır ama diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.

El pobre no depende de nadie y solo responde a sí mismo. En cambio, el rico no depende de nada, pero tiene que responder frente a otros.

O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.

Él tiene una esposa y dos niños pequeños que mantener.

Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.

Maharbal, el segundo al mando de Hannibal, cabalgó para encontrarlos, lanzando un ataque sorpresa.