Translation of "Insanları" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Insanları" in a sentence and their spanish translations:

İnsanları bekletmemelisin.

No deberías hacer esperar a la gente.

İnsanları tanıyorum.

- Yo conozco gente.
- Yo conozco personas.

İnsanları tanıyorsun.

- Tú conoces a la gente.
- Tú conoces gente.
- Ya conoces a la gente.

Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

Las armas no matan gente. La gente mata gente.

- Bu insanları tanımıyorum.
- O insanları tanımıyorum.

- No conozco a esa gente.
- No conozco a aquella gente.

Ve diğer insanları,

debemos dejar de culpar a los demás,

--özellikle diğer insanları--

sobre todo dejar de culpar a los demás,

İnsanları muazzam sonuçlardan

¿Ya no es posible

Bütün insanları sarsan

estamos enfrentados por la pandemia,

Arkasından insanları çiğnemesi

masticar gente por detrás

Nasa'nın insanları kandırarak

La gente tonta de la NASA

İnsanları görünüşleriyle yargılamamalısın.

No deberíamos juzgar a la gente por su apariencia.

İnsanları izlemeyi severim.

- Me gusta ver a las personas.
- Me gusta observar a la gente.

İnsanları değiştirmek zordur.

Es difícil que la gente cambie.

O insanları tanıyorum.

Conozco a esa gente.

Neden insanları küçümsüyorsun?

¿Por qué desprecias a la gente?

Bilgisayarlar insanları aptallaştırır.

Los computadores hacen tontas a las personas.

Diğer insanları kötülememeliyiz.

- No debemos menospreciar a los demás.
- No deberíamos despreciar a otras personas.

İnatçı insanları sevmem.

- No me gusta las personas testarudas.
- No me gustan las personas tercas.
- No me gustan las personas cabezadura.

Onlar insanları silâhlandırdılar.

Armaron al pueblo.

Bu insanları tanıyorum.

Conozco a esa gente.

İnsanlar insanları öldürürler.

La gente mata a la gente.

Patatesler insanları yemezler!

¡Las papas no comen a la gente!

"Sıska insanları sevmem"gibi

Una vez que somos conscientes de que un sesgo nos está afectando,

2018'deki insanları sorarlar.

las personas que estuvieron allí en el 2018.

Facebook'ta insanları arkadaşlıktan çıkarıyoruz

Bloqueamos a gente en Facebook,

Bilim insanları stimulatörü çalıştırdılar

los científicos activaron el estimulador

Bilim insanları bunu tekrarladı.

que los científicos lo hicieron de nuevo.

İkincisi, sıkıcı insanları uzaklaştırır.

Segundo, ahuyenta a la gente aburrida.

Korona boğarak öldürüyor insanları

Corona asfixiante mata gente

Bilinçsiz insanları da koruyun

Protege también a las personas inconscientes

Herkes kibar insanları sever.

A todos les gustan las personas educadas.

İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.

Iluminar a la gente es muy sencillo.

O, insanları aşağılamaktan hoşlanır.

A ella le gusta humillar a las personas.

O, insanları aşağılamayı sever.

A ella le gusta humillar a las personas.

Başka insanları davet edebilirsin.

- Puedes invitar a otras personas.
- Pueden invitar a otras personas.

O başka insanları anlayamaz.

Ella no puede comprender a otras personas.

Onun gibi insanları sevmem.

No me gustan los hombres como él.

Şu insanları buradan çıkarın.

Quita aquellas personas de aquí.

Atlantis insanları teknolojiyi geliştirmişti.

La gente de Atlántida tenía tecnología avanzada.

Parktaki insanları görüyor musun?

¿Ves gente en el parque?

O, insanları ezmeyi sever.

Él adora acosar a la gente.

Evlilik bazı insanları korkutur.

El matrimonio asusta a algunas personas.

Hükümet sonunda insanları dinliyor.

Al fin el gobierno escucha al pueblo.

Şu insanları tanıyor musun?

¿Conoces a esa gente?

Tom gibi insanları sevmem.

No me gusta la gente como Tomás.

Sen çirkin insanları seviyorsun.

Sos un bagayero.

Yaşlı insanları küçük görmemelisin.

No debéis despreciar a los ancianos.

Nihayet hükümet insanları dinliyor.

Al fin el gobierno escucha al pueblo.

İnsanları yemek ahlaken yanlıştır.

- Pienso que es moralmente incorrecto devorar gente.
- Pienso que es moralmente incorrecto comer personas.

İnsanları yemek yanlış mıdır?

¿Está mal comer gente?

İnsanları görünüşlerine göre yargılamamalıyız.

Nunca debemos juzgar a la gente por su aspecto.

Seyahat genç insanları eğitir.

Los viajes cultivan a los jóvenes.

İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.

Es de mala educación señalar a la gente.

İnsanları görünüşlerine göre yargılamayın.

No juzgues a la gente por su apariencia.

Beni güldüren insanları severim.

Me encantan las personas que me hacen reír.

- Halkı aldatıyorlardı.
- İnsanları aldatıyorlardı.

Engañaban a la gente.

İnsanları sosyal medyayı bırak dediğimde

Esta es la tercera objeción común que escucho,

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

uno en que la gente es capaz de hacer de todo

Büyük bağışçılar normalde insanları sever,

Los buenos recaudadores naturales aman a la gente,

İnsanları kovalayıp kasten ısırmaya çalışmazlar

No persiguen humanos para morderlos deliberadamente,

İnsanları gördüğümüz yolu analiz etmeliyiz

Tenemos que derrumbar la manera en que vemos a las personas

Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.

Todos sabemos de alguien que se ha quebrado,

İnsanları açmak çok merak uyandırıcı.

En realidad, es la curiosidad lo que hace hablar a la gente.

Solar fırtınaları ise bilim insanları

las tormentas solares son científicos

O sık sık insanları kızdırır.

Él hace enojar a la gente a menudo.

Tom kendine benzeyen insanları sever.

A Tom le gusta la gente como él.

Ben insanları mutlu etmeyi seviyorum.

Me gusta hacer feliz a la gente.

İnsanları Facebook kullanmaya teşvik etmeyin.

- No promuevan que la gente use Facebook.
- No anime a la gente a usar Facebook.
- No fomente el uso de Facebook.

Bazı insanları memnun etmek zordur.

Es difícil agradar a algunas personas.

Bütün bu insanları tanıyor musun?

- ¿Conocés a toda esta gente?
- ¿Conoces a todas estas personas?

Tom eşyalarına dokunan insanları sevmez.

A Tom no le gusta que los demás toquen sus cosas.

Bu nedenle Okinava insanları savaştı.

Así combatió la gente de Okinawa.

Şu insanları son derece kıskanıyorum.

Yo envidio enormemente a estas personas.

Çünkü mizah insanları birbirine bağlar.

Porque el humor conecta a la gente.

Sessizlik bazı insanları sinirli yapar.

El silencio pone nerviosas a algunas personas.

Tom zamanında gelmeyen insanları sevmiyor.

- A Tom no le gusta la gente que no se presenta a tiempo.
- A Tom no le gusta la gente impuntual.

Tom sigara içen insanları küçümsüyor.

Tom desprecia a la gente que fuma.

Tom, yalan söyleyen insanları küçümsüyor.

Tom desprecia a quienes mienten.

Insanları parçası olmaktan gururlandırmada çok önemlidir.

y también haciendo sentir a la gente orgullosa por ser parte de ello.

İşitme engelliyim ve duyabilen insanları anlamıyorum,

Soy sorda y normalmente no me entiendo con los oyentes,

Hükûmet insanları öldürmede dronları kullanıyordu bile.

el gobierno ya estaba usando drones con ese fin.

Hastalıkları yok etmek, aç insanları doyurmak,

erradicar la enfermedad, alimentar a los hambrientos,

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

En un sentido, ha unido al mundo íntegramente,

Iyi niyetli bir adamı çıkarcı insanları

personas que hacen un hombre bien intencionado

çıkarcı insanları anlattı yine bu film

Esta película le dijo a las personas que están interesadas en

O yıllarda bu insanları inandırmak için

Para convencer a estas personas en esos años.

İnsanları inandırmak için yeterli miydi acaba?

¿Fue suficiente para hacer creer a la gente?

İnsanları şüphelendiren bir sürü olay var

Hay muchos eventos que hacen sospechar a las personas

Insanları bir yalana inandırmanın yolu ise

la manera de convencer a la gente de que mienta

Kabalık, insanları ve performanslarını ortadan kaldırır.

La incivilidad debilita a las personas y disminuye su desempeño.

Kutupların buzlarının erimesi ve insanları yok

que te despiertas un día y no las encuentras. No quedará en la imaginación

Savaşlarda ölen tüm insanları düşündüğümde üzülüyorum.

Me siento muy triste cuando pienso en toda la gente que muere en las guerras.

Tom diğerlerine hile yapan insanları sevmez.

A Tom no le gusta la gente que manipula a otras personas.

O tür insanları evime kabul etmeyeceğim.

No voy a aceptar esa clase de gente en mi casa.

Silahlar insanları öldürmez, silahlı insanlar öldürür.

Las armas no matan a las personas, lo hacen las personas con armas.

O yalan söyleyen insanları hor görüyor.

Ella desprecia a la gente que miente.