Translation of "Havaalanına" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Havaalanına" in a sentence and their spanish translations:

Havaalanına gidiyorum.

Voy al aeropuerto.

Seni havaalanına götüreceğim.

- Yo te conduciré hasta el aeropuerto.
- Te llevaré al aeropuerto.

Havaalanına kaçta gitmeliyim?

¿A qué hora debería ir al aeropuerto?

Havaalanına nasıl ulaşıyorum?

¿Cómo llego al aeropuerto?

Havaalanına niye gitmiştin?

¿Por qué fuiste al aeropuerto?

Havaalanına nasıl gidebilirim?

¿Cómo puedo llegar al aeropuerto?

Havaalanına ne kadar uzaklıkta?

- ¿A qué distancia está el aeropuerto?
- ¿Qué tan lejos está el aeropuerto?

Havaalanına taksi ile gittik.

Fui al aeropuerto en taxi.

Havaalanına vardığımda onu aradım.

Al llegar al aeropuerto, la llamé.

Onlar havaalanına yakın yaşıyorlar.

Ellos viven cerca del aeropuerto.

Havaalanına ne zaman varacağız?

¿Cuándo vamos a llegar al aeropuerto?

Havaalanına varır varmaz arayacağım.

Llamaré en cuanto llegue al aeropuerto.

Kim beni havaalanına götürecek?

¿Quién me llevará al aeropuerto?

Bu yol havaalanına gider.

Esta carretera conduce al aeropuerto.

Az önce havaalanına vardım.

Acabo de llegar al aeropuerto.

Havaalanına kadar arabayla gideceğim.

Hasta el aeropuerto iré en coche.

Babamı karşılamak için havaalanına gittim.

Fuí al aeropuerto para recibir a mi padre.

Havaalanına kadar size eşlik edeceğim.

- Le acompañaré hasta el aeropuerto.
- Te acompañaré al aeropuerto.

Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.

El entrenador me sugirió que fuese con él al aeropuerto.

Babamı uğurlamak için havaalanına gittim.

Estuve en el aeropuerto despidiéndome de mi padre.

Onu uğurlamak için havaalanına gitti.

- Él fue al aeropuerto a despedirse de ella.
- Él fue al aeropuerto para despedirse de ella.

Bu sabah Narita havaalanına vardım.

Llegué al aeropuerto de Narita esta mañana.

Arkadaşımı uğurlamak için havaalanına gittim.

Fui al aeropuerto a despedir a un amigo.

Havaalanına vardığımda uçağın kalktığını gördüm.

Llegando al aeropuerto vi al avión despegando.

Taksi ne zaman havaalanına gidecek?

¿A qué hora saldrá el taxi para el aeropuerto?

Kuzenimi karşılamak için havaalanına gitmeliyim.

Tengo que ir al aeropuerto a ver a mi primo.

Havaalanına geldiğimde uçak çoktan havalanmıştı.

El avión ya había despegado cuando llegué al aeropuerto.

Bu yol seni havaalanına götürecek.

Esta calle te llevará al aeropuerto.

Bu havaalanına otobüsle kolayca ulaşılabilir.

Este aeropuerto está bien comunicado por autobús.

Tom tam zamanında havaalanına vardı.

Tom llegó al aeropuerto justo en el último momento.

Juan bu sabah havaalanına gitti.

Juan llegó al aeropuerto por la mañana.

Seni havaalanına götürmemi ister misin?

¿Quieres que te lleve al aeropuerto?

Havaalanına gitmenin ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?

- ¿Cuánto tiempo creer que tomará llegar al aeropuerto?
- ¿Cuánto tiempo crees que demora en llegar al aeropuerto?

Havaalanına varır varmaz sana telefon edeceğim.

- Te llamaré tan pronto llegue al aeropuerto.
- Os llamaré en cuanto llegue al aeropuerto.

Sabah 9'a kadar havaalanına varmalı.

Él debiera estar llegando aeropuesto cerca de las nueve de la mañana.

Havaalanına yakın bir otelde kalmak istiyorum.

Quiero pasar la noche en un hotel cerca del aeropuerto.

Bu, yeni havaalanına inen ilk uçak.

Este es el primer avión en desembarcar en el nuevo aeropuerto.

Havaalanına giden bir taksiye ihtiyacım var.

Necesito un taxi que vaya al aeropuerto.

Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul?

Paul, ¿crees que llegaremos a tiempo al aeropuerto?

Tom, Mary'yi almak için havaalanına gidiyor.

Tom va al aeropuerto a recoger a María.

Ebeveynlerim amcamı uğurlamak için havaalanına gitti.

- Mis padres fueron a dejar a mi tío al aeropuerto.
- Mis padres se han ido al aeropuerto a despedirse de mi tío.

Havaalanına nasıl gidebileceğimi bana açıklayabilir misin?

¿Puedes decirme cómo llegar al aeropuerto?

Yarın sabah beni havaalanına götürebilir misin?

- ¿Podés llevarme mañana por la mañana al aeropuerto?
- ¿Puede llevarme mañana por la mañana al aeropuerto?
- ¿Puedes llevarme mañana por la mañana al aeropuerto?

Hâlâ seni havaalanına götürmemi istiyor musun?

¿Todavía quieres que te lleve al aeropuerto?

Onu yolcu etmek için havaalanına gitti.

- Ella fue al aeropuerto a despedirse de él.
- Ella fue al aeropuerto a decirle adiós.

Tom Mary'den onu havaalanına götürmesini istedi.

Tom quería que Mary lo llevara el aeropuerto.

Tom, Mary'yi şoförü ile havaalanına gönderdi.

Tom hizo que su chófer llevara a Mary en coche al aeropuerto.

Havaalanı otobüsüyle havaalanına gitmek ne kadar alır?

¿Cuánto tiempo cuesta llegar al aeropuerto con el bus del aeropuerto?

Sabah 7:00'de Narita Havaalanına ineceğiz.

Aterrizaremos en el aeropuerto de Narita a las siete de la mañana.

Havaalanına yakın bir otel tavsiye edebilir misin?

¿Puede recomendar un hotel cerca del aeropuerto?

Havaalanına gitmek için hangi otobüse binmem gerekiyor.

¿Qué bus debo tomar para ir al aeropuerto?

Tom Mary'nin havaalanına kimi götürdüğünü merak etti.

Tom se preguntaba a quién había llevado María al aeropuerto.

O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.

Él estaba de camino al aeropuerto para encontrarse con el Sr. Oeste.

Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.

Quiero llegar al aeropuerto Kennedy a primera hora de la tarde.

Tom, Mary'nin John'u arabayla havaalanına götürmesini rica etti.

Tom le pidió a Mary que llevara a John al aeropuerto.

Avrupa'ya giden bir arkadaşı yolcu etmek için havaalanına gittim.

Acabo de estar en el aeropuerto para despedir a un amigo que se iba a Europa.

Buradan havaalanına sadece on beş dakikalık bir otobüs yolculuğudur.

Sólo son quince minutos en bus de aquí al aeropuerto.

Havaalanına giden bir sonraki tren platform 2'den kalkıyor.

- El próximo tren hacia el aeropuerto sale de la plataforma 2.
- El próximo tren hacia el aeropuerto sale del andén 2.

O, havaalanına vardıktan sonra karısı ile bir telefon görüşmesi yaptı.

Al llegar al aeropuerto, llamó a su mujer por teléfono.

Hem annem hem de babam beni uğurlamak için havaalanına geldiler.

Mis dos padres vinieron a despedirme al aeropuerto.

Beni zamanında havaalanına yetiştirmesi için taksiciye on dolar bahşiş verdim.

Le di una propina de diez dólares al taxista por llevarme al aeropuerto a tiempo.