Translation of "Kalkmak" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Kalkmak" in a sentence and their spanish translations:

Erken kalkmak iyidir.

Es bueno levantarse temprano.

Uçak kalkmak üzeredir.

El avión está por despegar.

Uçak kalkmak üzereydi.

El avión estaba a punto de despegar.

Ayağa kalkmak istiyorum.

Me gustaría levantarme.

Sen kalkmak zorundasın.

Tienes que levantarte.

Erken kalkmak zorundaydım.

- Tenía que levantarme temprano.
- Tuve que levantarme temprano.

Ben kalkmak istemiyorum.

No quiero levantarme.

Erken kalkmak istemedim.

No me quería levantar temprano.

- Kalkmak için çok erken.
- Kalkmak için vakit çok erken.

Es demasiado temprano para levantarse.

O derhal kalkmak zorunda.

Él tiene que levantarse de inmediato.

Kalkmak için çok erken.

Es demasiado temprano para levantarse.

Yarın erken kalkmak zorundayım.

Me tengo que despertar temprano mañana.

Erken kalkmak zorunda değilsin.

No tienes que levantarte pronto.

Tom erken kalkmak zorunda.

- Tom tiene que levantarse temprano.
- Tom tiene que levantarse pronto.

Uçak Paris için kalkmak üzere.

El avión está a punto de despegar rumbo a París.

Tom çok erken kalkmak istemedi.

Tom no quería levantarse muy pronto.

Erken kalkmak sağlık için iyidir.

Levantarse pronto es bueno para la salud.

Yarın sabah erken kalkmak zorundayız.

Nos tenemos que levantar temprano mañana a la mañana.

Yarın oldukça erken kalkmak zorundayım.

Tengo que levantarme muy temprano mañana.

Annem yataktan kalkmak gerektiğini söylüyor.

Mamá dice que debería salir de la cama.

- Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- Sabah erken kalkmak sağlığınız için faydalıdır.

- Levantarse temprano por las mañanas es saludable.
- Es bueno para la salud levantarse temprano en la mañana.

Kalkmak için vakit hâlâ çok erken.

- Todavía es muy temprano para levantarse.
- Todavía es demasiado pronto para levantarse.

Benim için altıdan önce kalkmak zor.

Para mí es difícil levantarme antes de las seis.

Yataktan kalkmak için hâlâ çok güçsüzüm.

Todavía estoy muy débil para levantarme de la cama.

Yarın sabah erken kalkmak zorunda mıyız?

¿Mañana tenemos que levantarnos pronto?

Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.

Mañana tendrás que madrugar.

Maalesef her sabah erken kalkmak zorundayım.

- Por desgracia, tengo que madrugar todos los días.
- Desgraciadamente, tengo que levantarme pronto cada mañana.

Tom, yarın erken kalkmak zorunda değildir.

Tom no tiene que levantarse temprano mañana.

Lütfen içeri geçin. Tren kalkmak üzere.

Por favor, suban a bordo. El tren está a punto de partir.

Sabahları kalkmak için sabırsızlanıyorsun. Her küçük işareti,

Ansiaba levantarme por la mañana, porque hay mucho que hacer

Yarın erken kalkmak zorundayız-biz pikniğe gidiyoruz.

Tenemos que levantarnos temprano mañana. Nos vamos de picnic.

Amy ayağa kalkmak için çaba sarf etti.

Amy hizo un esfuerzo por ponerse de pie.

Çocuklarım erken kalkmak için acınacak halde samimi çabalar gösterirler.

Mis hijos hacen esfuerzos patéticamente sinceros de levantarse temprano.

Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.

Les falta un ideal, una razón para levantarse por la mañana.

- Benim için altıdan önce kalkmak zor.
- Altıdan önce kalkmam zor.

- Para mí es difícil levantarme antes de las seis.
- Me cuesta levantarme antes de las seis.

Sabah 6.00'da kalkmak ilk başta zordu, ama şimdi buna alıştım.

Al principio me costaba levantarme a las 6 de la mañana, pero ahora estoy acostumbrado.