Translation of "Hoşlanıyor" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Hoşlanıyor" in a sentence and their spanish translations:

Ondan hoşlanıyor musun?

¿Lo estás disfrutando?

Kendinizden hoşlanıyor musunuz?

¿Te estás divirtiendo?

Herkes ondan hoşlanıyor.

A todos les gusta él.

Herkes senden hoşlanıyor.

A todos les agradas.

Tom senden hoşlanıyor.

A Tom le gustas.

Maria yüzmekten hoşlanıyor.

A María le gusta nadar.

Meyveden hoşlanıyor gibi görünüyorsun.

Parece que te gusta la fruta.

Ondan hoşlanıyor gibi yapamam.

No puedo fingir que me gusta.

O tenis oynamaktan hoşlanıyor.

Le gusta jugar al tenis.

O benden hoşlanıyor mu?

¿Le gusto a ella?

Sanırım Juan Maria'dan hoşlanıyor.

Creo que a Juan le gusta María.

Tom senden hoşlanıyor mu?

¿Le gustas a Tom?

Erkin de ondan hoşlanıyor.

A Erkin también le gusta.

Sanırım Tom bundan hoşlanıyor.

Creo que Tom está disfrutando de esto.

Sanırım o senden hoşlanıyor.

Creo que le gustas.

Tom gizemli olmaktan hoşlanıyor.

A Tom le gusta ser misterioso.

Tom yalnız olmaktan hoşlanıyor.

A Tom le gusta estar solo.

Tom, Mary'den hoşlanıyor mu?

¿A Tom le gusta Mary?

Sanırım Tom senden hoşlanıyor.

Creo que le gustas a Tom.

Sanırım Tom, Mary'den hoşlanıyor.

Creo que a Tom le gusta Mary.

Sen beyzboldan hoşlanıyor musun?

- ¿Te gusta el beisbol?
- ¿Te gusta el beis?

Beyaz şaraptan hoşlanıyor musun?

¿Os gusta el vino blanco?

Tom evde olmaktan hoşlanıyor.

A Tom le gusta estar en casa.

- O, mor gözlü kadınlardan hoşlanıyor.
- O, menekşe gözlü kadınlardan hoşlanıyor.

A él le gustan las mujeres de ojos violeta.

Köpek o tür yiyecekten hoşlanıyor.

Al perro le gusta esta clase de comida.

Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Parece que a Cathy le gusta la música.

"Tom Mary'den hoşlanıyor." "Evet, biliyorum."

"A Tom le gusta María." "Sí, lo sé."

Tom'un yardımcısı olmaktan hoşlanıyor musun?

¿Te gusta ser la asistente de Tom?

Tom burada çalışmaktan hoşlanıyor, sanırım.

- Tomás disfruta trabajando aquí, creo.
- A Tomás le gusta trabajar aquí, creo.

Siz beyaz şaraptan hoşlanıyor musunuz?

¿Os gusta el vino blanco?

Jane partiden hoşlanıyor gibi görünüyor.

Parece que Jane está disfrutando de la fiesta.

Neredeyse tüm öğrenciler İngilizceden hoşlanıyor.

A casi todos los alumnos les gusta el inglés.

Kocam gerçekten egzersiz yapmaktan hoşlanıyor

A mi esposo le gusta mucho hacer ejercicio.

Tom hâlâ bundan hoşlanıyor mu?

- ¿Todavía la ama Tom?
- ¿Tom todavía la quiere?

- Fotoğraf çekmeyi seviyor.
- Resim çekmekten hoşlanıyor.

- A ella le gusta tomar fotos.
- Le gusta tomar fotografías.

Dünyayı seyahat etmekten hoşlanıyor gibi görünüyorsun.

Me parece que te gusta viajar por el mundo.

O genç insanlarla çevrili olmaktan hoşlanıyor.

A él le gusta estar rodeado de jóvenes.

Sabah üçe kadar TV izlemekten hoşlanıyor.

A él le gusta ver televisión hasta las tres de la mañana.

Bundan hoşlanıyor musun yoksa hoşlanmıyor musun?

¿Te gusta o no?

Kulaklarının arkasını kaşıdığımda kedim bundan hoşlanıyor.

- A mi gato le gusta cuando le rasco tras las orejas.
- A mi gato le gusta que le rasque detrás de las orejas.

- Herkes ondan hoşlanıyor.
- Herkes onu sever.

- A todos les gusta ella.
- Le gusta a todo el mundo.

O bana müzikten hoşlanıyor gibi geliyor.

Me parece que le gusta la música.

Bu resimlerin herhangi birinden hoşlanıyor musun?

¿Te gusta alguna de estas fotos?

O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.

Le gustan los animales peculiares, como las serpientes.

Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.

Por alguna razón, parece gustar a las mujeres.

Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.

Se ve que a Tom le gusta estar en exteriores.

Emin olamam, ama bence Tom Mary'den hoşlanıyor.

No puedo estar seguro, pero creo que a Tom le gusta Mary.

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.

Le gusta viajar al extranjero en avión.

Tom burada olmaktan gerçekten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Parece que Tom disfruta verdaderamente de estar aquí.

Ondan hoşlanıyorum ve o da benden hoşlanıyor.

Él me gusta y yo le gusto a él.

- Toshio, Sachiko'yu seviyor mu?
- Toshio, Sachiko'dan hoşlanıyor mu?

¿A Toshio le gusta Sachiko?

- Köpeğim sincapları kovalamayı seviyor.
- Köpeğim sincapları kovalamaktan hoşlanıyor.

A mi perro le gusta perseguir ardillas.

Tom kesinlikle geçen cuma gecesi partiden hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Tom claramente pareció disfrutar de la fiesta de la noche del viernes pasado.