Translation of "Geldik" in Spanish

0.031 sec.

Examples of using "Geldik" in a sentence and their spanish translations:

Geldik.

Hemos venido.

İşte geldik.

Aquí estamos.

Biz geldik.

Hemos llegado.

Zamanında geldik.

Estamos a tiempo.

Eve geldik.

Hemos venido a casa.

İşte geldik!

¡Aquí estamos!

- Biz bir araya geldik.
- Biz birlikte geldik.

Vinimos juntos.

- Buraya Tom'la geldik.
- Buraya Tom ile geldik.
- Buraya Tom'la birlikte geldik.
- Buraya Tom ile birlikte geldik.

Vinimos con Tom.

Küreselleşmen'n sonuna geldik.

Estamos ante el fin de la globalización.

Buraya nasıl geldik?

¿Cómo hemos llegado aquí?

Yürüyerek eve geldik.

Volvimos a casa a pie.

Özür dilemeye geldik.

- Vinimos a pedir disculpas.
- Vinimos a pedir perdón.
- Veníamos a pedir disculpas.
- Veníamos a pedir perdón.

Az önce geldik.

Acabamos de llegar.

- Buraya ilk biz geldik.
- Önce biz geldik buraya.

Llegamos aquí primero.

Ve oraya ger geldik.

y llegamos allí.

İlk olarak biz geldik.

- Llegamos primero.
- Somos las primeras en llegar.

Eğlenmek için buraya geldik.

Vinimos aquí para divertirnos.

Buraya önce biz geldik.

- Nosotros estábamos acá primero.
- Nosotras estábamos acá primero.

Niye buraya geldik ki?

¿Y por qué hemos venido aquí?

Biz eve geç geldik.

Vinimos tarde a casa.

Buraya basketbol oynamaya geldik.

Hemos venido aquí a jugar al baloncesto.

...ve karşılaştığımız zorlukların üstesinden geldik.

de circunstancias complejas que vivimos,

Asla pes etmeyin, neredeyse geldik.

Nunca se rindan, ya casi llegamos.

Fakat biz Orta Asya'dan geldik

Pero vinimos de Asia central

Kız kardeşim ve ben geldik.

Hemos venido mi hermana y yo.

Buraya dün akşam altıda geldik.

Vinimos aquí ayer a las seis de la tarde.

Çok çabuk geldik değil mi?

Hemos llegado muy rápido, ¿verdad?

Buraya kulaklık almak için geldik.

Vinimos a comprar auriculares.

Bir müddet yürüyerek göle geldik.

Después de caminar un rato, llegamos al lago.

Köşeyi döndüğümüzde geçit törenine geldik.

Al doblar la esquina nos encontramos con el desfile.

Konuşmanın ikinci vitese geçtiğim kısmına geldik.

Es el momento de la charla en el que pongo segunda marcha,

Böylece dönüp dolaşıp hikayeden toplumsallığa geldik.

Así damos un giro completo de la historia a la vida social.

Biz bir saat önce otele geldik.

Llegamos al hotel hace una hora.

- Sayende zamanında geldim.
- Sayenizde, zamanında geldik.

Gracias a usted llegué a tiempo.

- Biz eve geç geldik.
- Eve geç vardık.
- Eve geç geldik.
- Biz eve geç vardık.

Llegamos tarde a casa.

Çünkü, topları çıkarmakta çok iyi hâle geldik

Porque nos hemos hecho bastante hábiles extrayendo bolas,

Çok geç geldik. Yapabileceğimiz bir şey yoktu.

Llegamos demasiado tarde. Ya no había nada que pudiéramos hacer.

S*ktir et, bu kadar. Sonuna geldik.

Al carajo.

Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.

Vinimos aquí para crear una nueva ciudad.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

Para ser sincero, vinimos a capturarte.

- Biz başardık.
- Biz üstesinden geldik.
- Biz altından kalktık.

Lo conseguimos hacer.

Gerçekten de her yönden daha güvenli bir hâle geldik.

Verdaderamente, nos volvimos más seguros en todos los modos posibles.

Nasıl bir toplum olduk da mafyaları sever hale geldik

en qué tipo de sociedad nos convertimos, nos volvimos amantes de la mafia

- Havaalanında birbirimize denk geldik.
- Havaalanında karşılaştık.
- Havaalanında birbirimize rastladık.

Nos tropezamos en el aeropuerto.

- FBI ajanıyız.
- Biz FBI ajanıyız.
- Bizler FBI ajanıyız.
- Biz FBI'dan geldik.

Somos agentes del FBI.