Translation of "Buluşmak" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Buluşmak" in a sentence and their spanish translations:

Seninle buluşmak istiyorum.

- Quiero verte.
- Quiero estar contigo.

Ne zaman buluşmak istersin?

¿A qué hora te quieres encontrar?

Okulda buluşmak için söz verdik.

Prometimos juntarnos en el colegio.

Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.

Me puse muy contento de ver a mi viejo amigo.

O, onunla tekrar buluşmak istiyor.

Ella quiere volver a encontrarse con él.

Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.

¡Fue asombroso conocerte en la vida real!

Hayır, o onunla buluşmak istemedi.

No, ella no quería juntarse con él.

Tom Mary ile buluşmak için oraya gitti.

- Tom fue allá a ver a Mary.
- Tom fue allí para encontrarse con Mary.

Tom Mary ile buluşmak için Boston'a gitti.

Tom fue a ver a Mary a Boston.

- Ben Tom'la tanışmak istemiyorum.
- Ben Tom'la buluşmak istemiyorum.

- No quiero conocer a Tom.
- No quiero encontrarme con Tom.

Tom, ertesi gün Mary ile buluşmak için randevu verdi.

Tom hizo una cita para ver a Mary al día siguiente.

Gelecek hafta Tom'la buluşmak için Boston'a gitmek zorunda kalacaksın.

Tendrás que ir a Boston la próxima semana para ver a Tom.

Tom Mary ile yarın saat ikide parkta buluşmak zorunda.

Tom tiene que encontrarse con Mary en el parque a las 2:30.

Mary John'la buluşmak için çıksa, Tom kesinlikle memnun olmaz.

Tom seguro que no estaría contento si Mary fuera a una cita con John.

- Tom'la tanışmak istiyorum.
- Tom'la buluşmak istiyorum.
- Tom ile tanışmak istiyorum.

Quiero conocer a Tom.

- Tom benimle tanışmak ister.
- Tom benimle görüşmek ister.
- Tom benimle buluşmak ister.

- Tomás quiere verme.
- Tomás quiere encontrarse conmigo.

Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki

Pero el rey Harold Godwinson marchó hacia el norte para recibirlo, moviéndose tan rápido que tomó a los

- Tom'un Boston'da Mary ile buluşma fırsatı vardı.
- Tom Mary ile Boston'da buluşmak için bir şans yakaladı.

Tom tuvo la oportunidad de encontrarse con Mary en Boston.