Translation of "Bahçesine" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Bahçesine" in a sentence and their spanish translations:

Hayvanat bahçesine gittim.

- Fui al zoológico.
- Fui al zoo.

Hayvanat bahçesine gidelim.

¡Vayamos al zoo!

Hayvanat bahçesine gitmedim.

No fui al zoológico.

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

El elefante fue conducido al zoológico.

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

Fueron al zoo.

Dün hayvanat bahçesine gittim.

Ayer fui al zoo.

Hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

¿Cómo puedo llegar al zoo?

Tom bahçesine su püskürtüyor.

Tom está regando su jardín.

Buradan hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

¿Cómo puedo ir al zoo desde aquí?

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Él nos llevó al zoológico.

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Mi padre nos llevó al zoo.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

Fui al zoológico con mi hermana.

Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

- Ayer fueron al zoo en autobús.
- Ayer ellos fueron al zoológico en bus.

Hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?

- ¿Quieres ir al zoo?
- ¿Queréis ir al zoo?

Bugünlerde seni hayvanat bahçesine götüreceğim.

Un día de estos te llevaré al zoológico.

O onu hayvanat bahçesine götürdü.

Ella lo llevó al zoológico.

Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.

Tom llevó a su familia al zoológico.

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill llevó a su hermano al zoológico.

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

Cada tanto él lleva a sus hijos al zoológico.

Tom arka bahçesine bir palmiye dikiyor.

Tom está plantando una palmera en su patio.

Dün hayvanat bahçesine kaç kişi geldi?

¿Cuánta gente vino al zoológico ayer?

Onlar dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

Ayer fueron al zoo en autobús.

Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.

Por favor, vayan al patio a jugar.

O, onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.

Ella sugirió que lo llevara al zoológico.

O, onunla birlikte hayvanat bahçesine gitti.

- Ella se fue con él al zoológico.
- Ella fue al zoo con él.

Biz ara sıra hayvanat bahçesine gideriz.

Nosotros vamos de vez en cuando al zoológico.

Seninle hayvanat bahçesine gitmeyi çok istiyorum.

Tengo muchas ganas de ir al zoológico con vosotros.

Hayvanat bahçesine giden otobüs bu mu?

¿Es este el autobús que va al zoológico?

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

La niña insistió para que la llevaran al zoológico.

Dün hava güzel olsaydı, hayvanat bahçesine gidecektik.

Si el clima hubiera estado bien ayer, él hubiera ido al zoológico.

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.

Nos gustaría más ira al zoológico que al parque.

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.

Esta tarde llevo a mi hijo al zoo.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill llevó a su hermano menor al zoo.

Hâlâ pazartesi günü hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?

¿Todavía quieres ir al zoo el lunes?

Onların fokları beslemesini izlemek için hayvanat bahçesine gidelim.

Vamos al zoo a ver cómo dan de comer a las focas.

Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?

- ¿Queréis ir al zoo esta tarde?
- ¿Te gustaría ir al zoológico esta tarde?

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

El tío Ted nos llevó al zoológico para enseñarnos los pandas.

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

El domingo pasado mi familia fue al zoológico a ver pandas.

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

Jimmy insistió en que le llevara al zoo.

Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

Tom y Mary faltaron a clase y se fueron al zoo.

Babam beni hayvanat bahçesine götürmek için bir gün ayıracağını söyledi.

Mi papá dijo que apartaría un día para llevarme al zoológico.

Tom bahçesine üç elma ağacı ve bir şeftali ağacı dikti.

Tom plantó tres manzanos y un melocotonero en su jardín.

RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

Tomó, pues, Dios al hombre y lo dejó en el jardín de Edén, para que lo labrase y cuidase.

Biz hayvanat bahçesine gittik ve daha sonra bir Roma hamamını ve Güney Cumbria'daki bir Roma kalesini gördük.

Fuimos al zoo y entonces vimos un baño romano y un fuerte romano en el sur de Cumbria.

Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.

¿A qué es semejante el reino de Dios, y con qué lo compararé? Es semejante al grano de mostaza, que un hombre tomó y sembró en su huerto; y creció, y se hizo árbol grande, y las aves del cielo anidaron en sus ramas.