Translation of "Anlaşma" in Spanish

0.033 sec.

Examples of using "Anlaşma" in a sentence and their spanish translations:

Anlaşma anlaşmadır.

- Lo pactado obliga.
- Un trato es un trato.

Anlaşma neydi?

¿Cuál fue el acuerdo?

Anlaşma imzalamamız gerekmeyebilir.

Puede que no tengamos que firmar un contrato.

Şimdi anlaşma nedir?

- ¿Y ahora qué pasa?
- ¿Y ahora cuál es el problema?

Bu konuda anlaşma içindeyiz.

Estamos de acuerdo en esta materia.

Ben zaten anlaşma yaptım.

Ya he cerrado el trato

Tom'la bir anlaşma yaptım.

Hice un trato con Tom.

Ben bir anlaşma yaptım.

- Yo hice un negocio.
- Yo hice un trato.

Belki bir anlaşma yapabiliriz.

Quizás podamos hacer trato.

Ne korkunç bir anlaşma!

¡Qué trato tan cojonudo!

Bu berbat bir anlaşma.

Éste es un trato espantoso.

Bu iyi bir anlaşma.

Es un buen trato.

Google bu şirketleriyle anlaşma yaptı.

Google ha hecho acuerdos con estas empresas.

Gerçekten büyük bir anlaşma değildi.

No fue asunto grande, de verdad.

O, şeytanla bir anlaşma yaptı.

Hizo un pacto con el diablo.

Bir saat önce anlaşma kapandı.

Cerré el trato hace una hora.

Belki de bir anlaşma yapabiliriz.

Quizá podamos hacer un trato.

Sen ve Tom ile anlaşma nedir?

- ¿Cuál es el trato entre usted y Tom?
- ¿Qué trato hay entre tú y Tom?

Bu anlaşma gece yarısı yürürlüğe girer.

Este contrato entra en vigor a medianoche.

- Anlaşma nedir?
- Olay ne?
- Mevzu ne?

¿Qué pasa?

18 Kasım 1903 tarihinde anlaşma imzalandı

El tratado se firmó el 18 de noviembre de 1903.

Anlaşmalı hastanelere gidip anlaşma dışı faturalar alan

Hay muchas personas que van a los hospitales de la red

Uzlaşma yeteneğimi kullanarak bir anlaşma yapmayı başardım.

Así que usé mis habilidades de negociación y le sugerí que hiciéramos un trato.

İki ülke kriz için bir anlaşma görüşecekler.

Los dos países negociarán una solución a la crisis.

Tom ve Mary bir anlaşma yapmak istiyor.

Tom y María quieren hacer un trato.

Bunun dışında büyük bir anlaşma yapmak istemiyorum.

No quiero hacer de esto un escándalo.

Bu o kadar büyük bir anlaşma değil.

No es para tanto.

Texas'la anlaşma 12 Nisan 1844'te imzalandı.

El acuerdo con Tejas fue firmado el veinte de abril de 1844.

Bu gerçekten o kadar büyük bir anlaşma değil.

Si no es para tanto.

Tom Mary ile bir anlaşma yapmaya karar verdi.

Tom decidió hacer un trato con Mary.

Tom onun öyle büyük bir anlaşma olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que eso sea la gran cosa.

Bağlayıcı ilk küresel anlaşma olan Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasından sonra

vinculante para reducir las emisiones para mantener la tasa de calentamiento global

- Sessizlik kabul etmek demek değildir.
- Ses çıkarmamak anlaşma sağlandığı anlamına gelmez.

El silencio no es un acuerdo.

Biraz samimiyet tehlikeli bir şeydir ve bununla ilgili büyük bir anlaşma kesinlikle ölümcüldür.

Un poco de sinceridad es algo peligroso, y una gran cantidad de ella es absolutamente fatal.