Translation of "Canı" in Russian

0.017 sec.

Examples of using "Canı" in a sentence and their russian translations:

Canı ağlamak istiyordu.

- Ей хотелось плакать.
- Она чуть не плакала.

Hepinizin canı cehenneme!

- Идите вы все на хуй!
- Ебать вас всех к чёртовой матери!

Fiziğin canı cehenneme!

К чёрту физику!

Sınırların canı cehenneme!

Долой границы!

Sürücünün canı dinlenmek istedi.

Водителю хотелось отдохнуть.

Canı plandan vazgeçmek istedi.

Ей захотелось отменить план.

Onun canı dansetmek istedi.

Ей захотелось танцевать.

Tom'un canı beklemek istemiyordu.

Тому не хотелось ждать.

O insanlar korkmadan canı pahasına

Эти люди без страха

Parayla canı ne isterse yapabilir.

Имея деньги, он может делать всё, что ему угодно.

Artık onların canı oynamak istemiyordu.

Им надоело играть.

Tom'un canı gerçekten çalışmak istemiyordu.

Тому не очень-то хотелось работать.

Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.

У Тома не было желания играть в гольф.

Bir kedinin yedi canı vardır.

У кошки семь жизней.

Onun canı yürüyüşe çıkmak istedi.

Ей хотелось прогуляться.

Tom'un canı dans etmek istedi.

- Тому хотелось танцевать.
- Тому захотелось потанцевать.

Tom'un canı yemek yemeği istemiyordu.

Тому не хотелось есть.

Tom'un canı sarhoş olmak istedi.

Тому хотелось напиться.

Tom'un canı yemek yemek istemiyor.

Тому не хочется есть.

O, canı istediğinde beni görmeye geldi.

Он приходил навестить меня всегда, когда ему хотелось.

Onun canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

У неё не было настроения обедать.

Tom'un canı yemek yemek bile istemiyordu.

- Том даже есть не хотел.
- Том даже есть не захотел.

Onun canı öğle yemeği yemek istemedi.

- Ей не хотелось обедать.
- Ей не хотелось есть ленч.

Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

Тому не хотелось обедать.

Tom'un şimdi canı bunu yapmak istemiyor.

Тому не хочется этим сейчас заниматься.

Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.

Тому захотелось выйти на прогулку.

Tom'un bu sabah köpeği ile yürümeyi canı istemiyor.

Сегодня утром у Тома нет желания идти на прогулку со своей собакой.

Tom, Mary'nin canı yanmadığı için mutlu olduğunu söyledi.

Том сказал, что он рад, что Мэри не получила травму.

- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.

У кошки девять жизней.

Tom'un canı bir tiyatro koltuğunda iki saat oturmak istemiyordu.

Тому не хотелось сидеть два часа в кинотеатре.

Ve öğretmen canı çıkıyor bu insanlara bir şey öğretebilmek için

и учитель болит учить этих людей чему-то

- Hiç kimsenin canı müdahale etmek istemiyor.
- Kimsenin kavga edesi yok.

Никому неохота драться.

- Bırak Tom istediğini yesin.
- Bırakın Tom canı ne istiyorsa yesin.

Пусть Том ест что хочет.

Babasının ölüm şoku kolay kolay geçmedi ve onun canı hiç dışarı gitmek istemedi.

Шок от смерти отца остался и ей совсем не хотелось выходить на улицу.

Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum. Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.

Всё движущееся, что живёт, будет вам в пищу. Как зелень травную даю вам всё. Только плоти с душею её, с кровью её, не ешьте.