Translation of "Toplum" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Toplum" in a sentence and their portuguese translations:

Toplum değişiyor.

A sociedade está mudando.

Sivil toplum kuruluşları,

Em ONG.

Toplum olarak biz

Como sociedade, nós

Toplum içinde konuşmaktan korkma.

Não tenha medo de falar em público.

Tom toplum içinde saygındır.

Tom é bem respeitado pela comunidade.

TV'nin toplum üzerindeki etkisi büyüktür.

A influência da TV sobre a sociedade é grande.

Toplum üzerinde bilimin etkisi büyüktür.

O impacto da ciência sobre a sociedade é grande.

O, toplum içinde konuşmaya alışkındır.

Ele está acostumado a falar em público.

Hep birlikte toplum olarak bilinçlenelim arkadaşlar

Vamos conscientizar juntos como uma sociedade, amigos

- Tom bir sosyolog.
- Tom toplum bilimcidir.

Tom é um sociólogo.

Biz hoşgörüsüz, içe dönük bir toplum olduk.

Nós nos tornamos uma sociedade intolerante e egoísta.

Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir.

Uma sociedade sem religião é qual um navio sem bússola.

Tom bunun güvenli bir toplum olduğunu söyledi.

Tom disse que esta é uma comunidade segura.

Onları içine alan ve destekleyen bir toplum yaratmaya

uma sociedade que inclua e apoie,

Sivil toplum kuruluşlarına yaptığı beş milyar dolarlık yatırımla.

Com cinco mil milhões de dólares investidos em ONG.

Nasıl bir toplum olduk da mafyaları sever hale geldik

que tipo de sociedade nos tornamos, nos tornamos amantes da máfia

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

Mas a sociedade ainda mostra divisão devido à complexidade cultural

Onlar kapitalizmi sona erdirdiler ve sosyalist bir toplum kurdular.

Eles puseram fim ao capitalismo e construíram uma sociedade socialista.

Eğer Layla kızlığını kaybetmiş olsaydı, toplum muhtemelen bu olayı araştırırdı.

Se Layla perdesse a virgindade, a sociedade iria provavelmente descobrir.

Bu yüzden, bu hayvana karşı duyulan korku toplum ve kültürler aracılığıyla

Então isso é perpetuado através da sociedade e das culturas,

Daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

a proibição de entrada foi suspensa graças à iniciativa de organizações não-governamentais

Bu kesinlikle kabul edilemez bir şeydi. Toplum bir kere bunu istemiyordu zaten

isso era absolutamente inaceitável. A sociedade não queria isso uma vez

Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.

Contudo, também somos solidários porque temos de criar sociedades. Porque não somos o Robinson Crusoe.

Ama yine de toplum olarak birbirimize karşı daha saygılı olursak hep birlikte daha mutlu oluruz

Mas, ainda assim, como sociedade, seríamos mais felizes juntos se tivéssemos mais respeito entre nós.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

A cultura é o conjunto de valores diários que seguimos. Isso é parte da construção de uma sociedade melhor.

Bir çocuğun çevresini anlamaya çalışmasındaki sonsuz merakı görüyorum; yani daha iyi bir toplum için hâlâ umut var demektir.

Eu vejo a insaciável curiosidade com que uma criança procura compreender o mundo ao seu redor. Isso significa que ainda há esperança de uma sociedade melhor.