Translation of "Arkadaşlar" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Arkadaşlar" in a sentence and their dutch translations:

Arkadaşlar,

Mannen,

- Teşekkür ederim arkadaşlar.
- Teşekkürler arkadaşlar.

Bedankt, vrienden.

Sevgili arkadaşlar,

Lieve vrienden,

Arkdaşlar, arkadaşlar.

Mensen, mensen --

- Siz arkadaşlar neden ayrıldınız?
- Neden ayrıldınız arkadaşlar?

Waarom zijn jullie uit elkaar gegaan?

Pekala arkadaşlar, merhaba.

Goed, vrienden. Hallo.

Arkadaşlar, büyüme zamanı.

Tijd om te groeien, mensen.

Ne yapıyorsunuz arkadaşlar?

Wat zijn jullie aan het doen?

Kaç yaşındasınız arkadaşlar?

Hoe oud zijn jullie?

Acele edin arkadaşlar.

Schiet op, jongens.

Bugün neredeydiniz arkadaşlar?

Waar waren jullie vandaag?

Pazartesi görüşürüz arkadaşlar.

Tot maandag!

Siz arkadaşlar neredesiniz?

Waar zijn jullie?

Arkadaşlar çok önemlidir.

Vrienden zijn heel belangrijk.

Arkadaşlar... Gerçekten mi?

Jongens... serieus?

Onlar harika arkadaşlar.

Ze zijn dikke vrienden.

Siz arkadaşlar nasılsınız?

Hoe gaat het met jullie?

Çok şey biliyorsunuz arkadaşlar.

Jullie weten te veel.

Siz arkadaşlar susar mısınız?

Kunnen jullie alsjeblief je mond houden?

Siz arkadaşlar ağlıyor musunuz?

Huilen jullie nu?

Siz arkadaşlar gerçekten cahilsiniz.

Jullie hebben echt geen idee.

Sanırım iyi arkadaşlar olabiliriz.

Ik denk dat wij goede vrienden zouden kunnen zijn.

Siz arkadaşlar nerede yaşıyorsunuz?

Waar wonen jullie?

Gerçekten sizi özleyeceğim arkadaşlar.

Ik ga jullie echt missen.

Sizlerle gurur duyuyorum arkadaşlar.

Ik ben trots op jullie.

Siz arkadaşlar nereye gidiyorsunuz?

- Waar gaan jullie naartoe?
- Waar gaan jullie heen?

Siz arkadaşlar ne istiyorsunuz?

Wat willen jullie?

Siz arkadaşlar buna inanmayacaksınız.

Jullie gaan dit niet geloven!

Biz iyi arkadaşlar olduk.

We werden dikke vrienden.

Sizi gerçekten özledim arkadaşlar.

Ik heb jullie echt gemist.

Siz arkadaşlar gitmek zorundasınız.

Jullie moeten gaan.

Siz arkadaşlar gerçekten iyiydiniz.

Jullie waren echt goed.

Sizi uyandırdım mı arkadaşlar?

Heb ik jullie gewekt?

Mike ve Ken arkadaşlar.

Mike en Ken zijn vrienden.

Siz arkadaşlar ne bekliyorsunuz?

Waarop wachten jullie?

Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun

Vrienden, buren, familie, mijn gemeenschap:

Siz arkadaşlar her zaman meşgulsünüz.

Jullie zijn altijd zo druk bezig.

Siz kimin için çalışıyorsunuz arkadaşlar?

Voor wie werken jullie?

Siz arkadaşlar ne kadar ödüyorsunuz?

Hoeveel betalen jullie?

Noel için ne aldınız arkadaşlar?

Wat hebben jullie voor kerst gekregen?

Siz arkadaşlar gidin ve eğlenin.

Gaan jullie maar en amuseer je.

Siz arkadaşlar dün gece neredeydiniz?

Waar waren jullie gisteravond?

Siz arkadaşlar onları gördünüz mü?

Hebben jullie hen gezien?

Siz arkadaşlar ne hakkında konuşuyorsunuz?

- Waar praten jullie over?
- Waarover hebben jullie het?

Sizi hâlâ delicesine seviyorum, arkadaşlar.

Ik aanbid jullie nog altijd.

Siz arkadaşlar Facebook kullanıyor musunuz?

Gebruiken jullie Facebook?

Siz arkadaşlar beni anlıyor musunuz?

Begrijpen jullie me?

Siz arkadaşlar Tom'u hatırlıyor musunuz?

Herinneren jullie je Tom nog?

Tom ve Mary iyi arkadaşlar.

Tom en Maria zijn goede vrienden.

Siz arkadaşlar acıkmadınız, değil mi?

Jullie hebben toch geen honger, wel?

Siz arkadaşlar bir şey yapmaya gitmelisiniz.

Jullie moeten iets gaan doen.

Hadi, arkadaşlar, bu artık komik değil.

- Kom nou zeg. Dit is niet grappig meer.
- Kom op, jongens. Dit is niet leuk meer.

Mary ve ben iyi arkadaşlar olduk.

Mary en ik zijn goede vrienden geworden.

Arkadaşlar her zaman bir çözüm buluyor.

Vrienden vinden altijd een oplossing.

Siz arkadaşlar aynı okula mı gidiyorsunuz?

Gaan jullie naar dezelfde school?

Siz arkadaşlar bir sık saklayabilir misiniz?

- Kan je een geheim bewaren?
- Kunnen jullie een geheim bewaren?
- Kunt u een geheim bewaren?

Siz arkadaşlar bu gece ne yapıyorsunuz?

Wat doen jullie vanavond?

Mary ve Kate liseden beri arkadaşlar.

Mary en Kate zijn vrienden sinds de middelbare school.

Tom ve Mary, çok eski arkadaşlar.

Tom en Maria zijn zeer oude vrienden.

Siz arkadaşlar beni arkadaşınız olarak düşünün.

Beschouw me als jullie vriend.

Arkadaşlar, sizde Boston resimleri var mı?

Hebben jullie de foto's van Boston?

Siz arkadaşlar Boston'dan fotoğraflara sahip misiniz?

Hebben jullie de foto's uit Boston?

Bazen arkadaşlar birbirleri için duygular geliştirebilirler.

Soms kunnen vrienden gevoelens voor elkaar ontwikkelen.

Tom ve Mary çok yakın arkadaşlar.

Tom en Maria zijn heel hechte vrienden.

Siz arkadaşlar bir şeyin kokusunu alıyor musunuz?

Ruiken jullie iets?

Siz arkadaşlar daha sonra ne yapmayı planlıyorsunuz?

Wat zijn jullie van plan later te doen?

Bazı arkadaşlar beni akşam yemeğine davet etti.

Een paar vrienden hebben me voor het avondeten uitgenodigd.

Siz arkadaşlar gerçekten güvenlik gözlükleri takıyor olmalısınız.

Jullie moeten echt een veiligheidsbril dragen.

Tom ve Mary en iyi arkadaşlar oldular.

Tom en Mary werden beste vrienden.

- Onlar gerçekten arkadaş mı?
- Gerçekten arkadaşlar mı?

Zijn ze echt vrienden?

Böylece birçok farklı ülkeden yeni arkadaşlar bulacaksın.

Zo zult ge nieuwe vrienden vinden in veel verschillende landen.

Arkadaşlar daha büyük bir dünya ile bağlantımızdırlar.

Vrienden zijn onze verbinding met een grotere wereld.

- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.

Mike en Ken zijn vrienden.

- Siz arkadaşlar Tom'u gördünüz mü?
- Tom'u gördünüz mü?

Hebben jullie Tom gezien?

Siz arkadaşlar ne kadar süredir orada ayakta duruyorsunuz?

Hoe lang staan jullie hier al?

Arkadaşlar her zaman birbirlerine yardım etmek için hazırlıklıdırlar.

Vrienden zijn altijd bereid elkaar te helpen.

Siz arkadaşlar bu gece akşam yemeği için ne yapıyorsunuz?

Wat zijn jullie plannen voor het avondmaal?

- Siz çocuklar hâlâ çıkmıyor musunuz?
- Siz arkadaşlar hâlâ çıkmıyor musunuz?

Zijn jullie niet meer samen?

- Siz arkadaşlar ne kadar harcadınız?
- Siz beyler ne kadar para harcadınız?

Hoeveel hebben jullie uitgegeven?

- Siz çocuklar hâlâ birlikte değil misiniz?
- Siz arkadaşlar hâlâ birlikte değil misiniz?

Zijn jullie niet meer samen?