Translation of "Gelmiyor" in Portuguese

0.115 sec.

Examples of using "Gelmiyor" in a sentence and their portuguese translations:

- Gelmiyor musun?
- Gelmiyor musunuz?

Você não está vindo?

Tom gelmiyor.

Tom não está vindo.

Onlar gelmiyor.

Eles não virão.

- İçeri gelmiyor musun?
- İçeri gelmiyor musunuz?

Você não vai entrar?

Onlar bugün gelmiyor.

Eles não vêm hoje.

Tom'un mektupları gelmiyor.

As cartas de Tom pararam de chegar.

O bugün gelmiyor.

Ele não vem hoje.

Geri gelmiyor musun?

Você nunca vai voltar?

Tom partiye gelmiyor.

O Tom não vem à festa.

O da gelmiyor.

Ele também não está vindo.

Bu kulağa hoş gelmiyor.

Isso não parece bom.

Hiçbir şey tanıdık gelmiyor.

Nada parece familiar.

Tom artık buraya gelmiyor.

Tom não vem mais aqui.

Akşam yemeğine gelmiyor musun?

- Você não vai vir para o jantar?
- Você não vai vir para jantar?

Parlak fikirler hiç aklıma gelmiyor.

Nunca me vêm ideias brilhantes.

O beş gündür okula gelmiyor.

Ela está ausente da escola há cinco dias.

Geliyor musun yoksa gelmiyor musun?

Você vem ou não?

Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.

O clima daqui não concorda comigo.

Hiç kimse benim ülkeme gelmiyor.

Ninguém vem ao meu país.

Hiç kimse seni kurtarmaya gelmiyor.

Ninguém está vindo te salvar.

Bu artık aklıma gelmiyor bile.

Eu nem penso mais nisso.

Tom bizimle birlikte Boston'a gelmiyor.

Tom não veio conosco para Boston.

Annem ve babam benimle gelmiyor.

Minha mãe e meu pai não vão comigo.

Tom buraya çok fazla gelmiyor.

- Tom não vem aqui muito.
- Tom não vem muito aqui.

Söylediklerin bana hiç mantıklı gelmiyor.

O que você está dizendo não faz nenhum sentido para mim.

Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.

Isso não chega. Ele é obrigado a recuar.

Bu, o hareketi yapmayacağım anlamına gelmiyor.

Isso não significa que vou parar de fazer isso.

- İsmin yabancı gelmiyor.
- İsmin tanıdık geliyor.

- Seu nome me soa familiar.
- O teu nome me soa familiar.

Bu gece partimize hiç kimse gelmiyor.

Ninguém está vindo a nossa festa hoje à noite.

Tom eve tekrar gelmiyor, değil mi?

Tom nunca vai voltar para casa, não é?

Bu TV, HDMI kablosu ile gelmiyor.

Esta tevê não vem com cabo HDMI.

- Canım oynamak istemiyor.
- Oynamak içimden gelmiyor.

Eu não estou a fim de brincar.

- O kesinlikle gelmiyor.
- O kesinlikle gelmeyecek.

- Ele definitivamente não vem.
- Ele com certeza não vem.

- Onun adını hatırlayamıyorum.
- Onun adı aklıma gelmiyor.

Seu nome me escapa à mente.

Bugünkü oyunculara bir bakın çoğu samimi gelmiyor bize

dê uma olhada nos jogadores hoje, a maioria deles não é sincera

Bir Amerikalı olarak, bu cümle bana doğal gelmiyor.

A frase soa afetada aos meus ouvidos de americano.

- O bana aptalca görünmüyor.
- O bana aptalca gelmiyor.

Isso não me soa estúpido.

Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.

Não consigo pensar numa lenda urbana positiva sobre leopardos.

Saatlerdir bir şey yazmaya çalışıyorum ama aklıma bir şey gelmiyor.

Há horas tento escrever alguma coisa, mas nada me vem à cabeça.

Farkında mısın yoksa değil misin, bilmiyorum; ama Tom son zamanlarda işe vaktinde gelmiyor.

Eu não sei se você percebeu ou não, mas Tom não tem chegado no trabalho a tempo recentemente.

- Ne kadar uğraşsam da adresini hatırlayamıyorum.
- Ne kadar hatırlamaya çalışsam da adresi aklıma gelmiyor.

Não consigo me lembrar do endereço dela por mais que eu tente.

- Tom bu yaz Boston'a gelmeyecek.
- Tom bu yaz Boston'a gelmeyecekmiş.
- Tom bu yaz Boston'a gelmiyor.

- O Tom não virá para Boston nesse verão.
- O Tom não vem para Boston nesse verão.