Translation of "Hoş" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Hoş" in a sentence and their chinese translations:

- Hoş geldiniz!
- Hoş geldiniz.

- 欢迎。
- 欢迎光临!
- 欢迎!
- 欢迎您来!

- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!

欢迎!

Hoş geldin!

欢迎!

- Tatoeba'ya hoş geldiniz.
- Tatoeba'ya hoş geldiniz!

- 欢迎来到 Tatoeba。
- 欢迎访问 Tatoeba!

- Çin'e hoş geldiniz!
- Çin'e hoş geldin!

- 中国欢迎你们!
- 中国欢迎你!
- 中国欢迎您!
- 欢迎来到中国!

- Eve hoş geldin.
- Yuvaya hoş geldin.

欢迎回家。

Kanada'ya Hoş geldiniz!

欢迎来到加拿大!

Evimize hoş geldiniz.

欢迎来到我们家。

Tekrar hoş geldiniz.

欢迎回来。

Tom hoş görünüyor.

汤姆看着是个好人。

Eve hoş geldin.

欢迎回家。

Japonya'ya hoş geldiniz.

- 日本欢迎您。
- 歡迎到日本。

Tatoeba'ya hoş geldiniz.

欢迎来到 Tatoeba。

Aracaju'ya hoş geldiniz.

欢迎来到阿拉卡茹.

Fransaya hoş geldin!

欢迎来到法国!

Tatoeba'ya hoş geldiniz!

- 欢迎来到 Tatoeba。
- 欢迎访问 Tatoeba!

- Tutumu çok hoş.
- Çok hoş bir tutumu var.

她很有礼貌。

- San Francisco'ya hoş geldiniz.
- San Fransisko'ya hoş geldiniz.

歡迎來到三藩市。

Senin elbisen çok hoş.

你的穿著非常好。

Kullandığın hoş bir araba.

你開的那輛車很不錯。

O, hoş bir çocuktu.

他以前是個好男孩。

Burası cidden çok hoş.

这儿就很漂亮。

Yeni yuvana hoş geldin!

歡迎來到你的新家。

O hoş bir insandır.

他是个好脾气的人。

Sana hoş bir yolculuk diliyorum.

祝你旅途愉快。

Bir parti vermek hoş olurdu.

开个聚会很好。

Onun hoş bir sesi var.

她的声音令人愉快。

O yaşlı adam gerçekten hoş.

那个老人非常 亲切。

Evet, çok hoş bir akşam.

是的,今天晚上很愉快。

- Ne kadar hoş!
- Ne şirin!

多可爱啊!

Hoş bir gün, değil mi?

美丽的一天,不是吗?

Sanırım gerçekten hoş bir adamsın.

我認為你真的是一個好人。

Onunla hoş bir sohbet yaptım.

我和她聊得很愉快。

Dün gece hoş vakit geçirdik.

我們昨晚過得很開心。

Hoş bir akşam için teşekkür ederim.

謝謝你讓我度過一個愉快的晚上。

Dün gece hoş bir rüya gördü.

她昨晚做了个美梦。

O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.

她穿上那件衣服看起來很漂亮。

Tekrar hoş geldiniz. Biz sizi özledik.

- 欢迎回来。我们想你了!
- 欢迎回来。我们想您了!

Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.

很少能见到像你那么好的人。

O bana hoş bir kamera aldı.

他買了部不錯的相機給我。

Kız kardeşimin hoş bir piyanosu var.

我妹妹有架漂亮的钢琴。

O hoş bir sonbahar akşamı idi.

那是個迷人的秋夜。

O, ne giyerse giysin hoş görünüyor.

她穿甚麼都好看。

Orada hoş olmayan bir deneyim yaşadık.

我們在那裡有一個不愉快的經歷。

O bana hoş bir hediye verdi.

他送给我一份漂亮的礼物。

Tom çok hoş bir çocuk değil.

湯姆不是個多好的人。

Onun için bir hoş geldin partisi düzenledik.

我們為她舉辦了一個歡迎會。

Bu gece gerçekten hoş bir zaman geçirdim.

今晚我度过了一段非常美好的时光。

Bu çiçeklerin çok hoş bir kokusu var.

花真的好香。

Ben ona hoş bir kız olduğunuzu söyledim.

我告訴她你是個很好的女孩。

Bob öyle hoş birisidir ki herkes ondan hoşlanır.

鲍勃是个很好的人,大家都很喜欢他。

Bu üzümler hoş görünüyor fakat, aslında tadı buruk.

那些葡萄看起來很甜,但其實是酸的。

Tom'un her zaman en hoş profil resimleri vardır.

汤姆永远有最可爱的头像。

Mary'den daha akıllı ama Mary kadar hoş değil.

她比玛丽聪明,但她却没玛丽漂亮。

- Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var.
- Bu meyvenin kokma şeklini sevmiyorum.

我不太喜歡這水果的氣味。

Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.

我见到了两辆汽车:一辆红的和一辆白的。红的比白的好看。