Translation of "çıkmaya" in Portuguese

Buradan çıkmaya çalışıyorum.

Estou tentando sair daqui.

Çıkmaya mı çalışıyorsun?

- Vocês estão tentando sair?
- Você está tentando sair?

Tom evinden çıkmaya korkuyor.

Tom está com medo de sair de casa.

Bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

Está a ver o líquido? Começa logo a sair.

Benimle balığa çıkmaya ne dersin?

O que você acha de ir pescar comigo?

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

Pegamo-lo tentando sair do quarto.

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

Largou-me e o leopardo estava a tentar fugir do local.

Ve bazen de yürüyüşe çıkmaya ihtiyacımız var.

E, às vezes, só precisamos dar uma caminhada.

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

como tentar comutar em horas mais quietas.

Tom onlar lisedeyken Mary ile çıkmaya başladı.

Tom começou a namorar Maria quando eles estavam no ensino médio.

Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmaya başladı.

Fadil começou a namorar uma moça muçulmana do Egito.

Hava kötü olmasına rağmen dışarı çıkmaya karar verdim.

Apesar de que o tempo estava ruim, eu decidi sair.

Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.

Depois de oito meses, ele finalmente recomeçou a ter encontros com meninas.

Herhangi biri beni görmeden dışarı çıkmaya niyet ettim.

- Eu pretendo sair sem que ninguém me veja.
- Pretendo sair sem que ninguém me veja.

Akşam yemeğinden sonra bir yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?

Que tal sairmos para dar uma caminhada após o jantar?

Eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur

Se você pode sair depois da oração da noite, isso significa

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

Os primeiros ninhos foram feitos há quase dois meses e já começam a eclodir.

Tom sonunda tuvaletten çıkmaya karar verdiğinde herkes zaten onun bir eş cinsel olduğunu biliyordu.

Quando Tom finalmente resolveu assumir a homossexualidade, todos já sabiam que ele era gay.