Translation of "Göç" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Göç" in a sentence and their portuguese translations:

Gençler göç ettiğinden,

Com a migração desses jovens,

Anadolu'ya göç ettiğimizde

Quando migramos para a Anatólia

Amerika'ya göç edecekler.

Eles vão emigrar para a América.

Kırlangıçlar göç ediyor.

As andorinhas estão migrando.

Göç yaparken çok ilginç

muito interessante ao imigrar

O Avustralya'ya göç etti.

Ele emigrou para a Austrália.

Avustralya'ya göç etmeyi planlıyorum.

- Eu pretendo emigrar para a Austrália.
- Eu planejo emigrar para a Austrália.

Tom Avustralya'ya göç etti.

- Tom emigrou para a Austrália.
- O Tom emigrou para a Austrália.

Karıncalarda göç olağan bir olay

migração é comum em formigas

Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.

As andorinhas migram para um clima quente.

Portekiz göç veren bir ülkedir.

Portugal é um país de emigração.

Amerika göç alan bir kıtadır.

A América é um continente de imigração.

...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.

... em busca dos catos em flor.

Birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

edificou-se esta vila no caminho migratório dos elefantes.

Onlar Amerika Birleşik Devletleri'ne göç edecekler.

Eles vão emigrar para os Estados Unidos.

Tom ve ailesi Avustralya'ya göç ettiler.

Tom e sua família emigraram para a Austrália.

Tom otuz yaşındayken Avustralya'ya göç etti.

- Tom imigrou para a Austrália quando tinha trinta anos.
- Tom imigrou para a Austrália aos trinta anos.

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

Sua família emigrou para os Estados Unidos.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

... numa migração de 5000 km rumo a sul pela costa oeste dos EUA.

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

Sua família imigrou da sua pátria mãe para o Brasil há 40 anos atrás.

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

Ele imigrou para o Brasil em busca de uma vida melhor.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Esta lula-cintilante fêmea está a migrar centenas de metros, vinda do abismo.

Göç ile ilgili kaygı Büyük Britanya'nın Avrupa birliğinden ayrılmak için oy verme nedenlerinden biridir.

A preocupação com a imigração foi uma das razões pelas quais a Grã-Bretanha votou por sair da Comunidade Europeia.

BM'nin 2015 yılında yaptığı bir ankete göre Rusya, çok sayıda göçmen ve göç veren az sayıda ülkelerden biridir.

Segundo um levantamento feito pelas Nações Unidas em 2015, a Rússia é um dos poucos países que possui um grande número de imigrantes e de emigrantes.