Translation of "Alışveriş" in Portuguese

Bu alışveriş merkezinde alışveriş etmeyi seviyorum.

- Gosto muito de fazer compras neste shopping .
- Gosto muito de comprar neste shopping center .

- AVM'ye biraz alışveriş yapmaya gidiyorum.
- Alışveriş merkezine biraz alışveriş yapmaya gidiyorum.

Vou para o shopping fazer compras.

Alışveriş merkezine gittim.

Eu fui ao shopping.

Alışveriş merkezini dolaştık.

Nós vagamos ao redor do centro de compras.

Alışveriş merkezine gitmeli miyiz?

Vamos ao shopping?

Alışveriş merkezi terk edilmiş.

O shopping está deserto.

Alışveriş merkezinde Tom'la karşılaştım.

Eu me encontrei com o Tom no shopping.

Nerede biraz alışveriş yapabilirim?

Onde posso fazer algumas compras?

Biz alışveriş yapmak zorundayız.

Temos de fazer as compras.

Kızımla haftalık alışveriş yapacagiz.

Eu vou fazer as compras de fim de semana com minha filha.

Tom alışveriş yapmayı sever.

Tom adora fazer compras.

En yakın alışveriş merkezi nerede?

Onde fica o shopping mais próximo?

Onu bir alışveriş merkezinde aldım.

Eu o comprei numa loja de departamento.

Alışveriş merkezleri ergenler arasında popülerdir.

Os shoppings são populares entre os adolescentes.

Arkadaşlarıyla birlikte alışveriş merkezine gitti.

Ela foi com as amigas ao centro comercial.

Ben alışveriş listemi evde unuttum.

Esqueci a minha lista de compras em casa.

Tom alışveriş merkezine gitmeyi seviyor.

Tom adora ir ao shopping.

Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.

Quero comprar algumas coisas por aqui.

Kaç tane alışveriş çantan var?

Quantas sacolas a senhora tem?

Ben süpermarkette alışveriş etmeye gidiyorum.

- Eu vou fazer compras no supermercado.
- Vou fazer compras no supermercado.

Alışveriş merkezi hangi saatlerde açık?

Que hora o shopping center está aberto?

Ben şehir merkezinde alışveriş yapıyordum.

Eu estava fazendo umas compras no centro.

O, bana " alışveriş gidelim." dedi.

Ela me disse: "Vamos fazer compras."

Tom kiminle alışveriş yapmaya gitti?

Com quem Tom foi fazer as compras?

Alışveriş listesine "şeker" koydun mu?

Meteste "açúcar" na lista de compras?

Sami bir alışveriş gezisinden döndü.

Sami voltou de uma viagem de compras.

Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.

Tom empurrou o carrinho de compras para sua mãe.

Bu şehirde ilk defa alışveriş yapıyorum.

É a primeira vez que eu faço compras nesta cidade.

Bu yakınlarda alışveriş merkezi var mı?

Tem um centro de compras por aqui?

Alışveriş listesi bir galon süt içeriyordu.

A lista de compras incluía uma garrafa de leite.

Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.

A mamãe ficou no carro enquanto o papai fazia as compras.

Alışveriş merkezinde yeni bir şapka aldım.

- Eu comprei um chapéu novo na loja de departamentos.
- Comprei um chapéu novo na loja de departamentos.

Benimle alışveriş merkezine gitmek ister misin?

Você quer ir ao shopping comigo?

Benim için biraz alışveriş yapar mısın?

Você pode fazer umas compras para mim?

Ben genellikle bu süpermarkette alışveriş yaparım.

Eu geralmente faço compras neste supermercado.

Tom, Mary'nin nereden alışveriş yaptığını bilmiyor.

Tom não sabe onde Mary costuma fazer compras.

Ben sadece bu alışveriş çantasını getiriyorum.

Eu só trago esta sacola.

Tom, Mary ile alışveriş merkezine gitti.

- Tom foi ao shopping com Mary.
- O Tom foi ao shopping com a Mary.

Tom Mary ile alışveriş yapmak istemedi.

Tom não queria ir às compras com Mary.

Eve giderken Noel için biraz alışveriş yaptım.

Eu fiz algumas compras para o Natal enquanto voltava para casa.

Alışveriş listesinde tüm ürünleri kontrol ettiniz mi?

Você verificou todos os itens na lista de compras?

Ben biraz alışveriş yapmak için süpermarkete gidiyorum.

Estou indo ao supermercado para fazer compras.

Neden burada alışveriş yapıyorsun? Her şey pahalı.

Por que você está fazendo compras aqui? É tudo caro.

O büyük bir alışveriş merkezi inşa etti.

Ele construiu um grande shopping center.

Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?

- Tem algum shopping próximo daqui?
- Há algum shopping aqui perto?

Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?

- Tem algum supermercado neste shopping?
- Há um supermercado neste shopping?
- Tem um supermercado neste shopping center?

Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.

Eu devo ir fazer compras; estarei de volta em uma hora.

Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.

- Tom foi ao centro da cidade para fazer compras.
- Tom foi ao centro para fazer compras.

Bu alışveriş çantasını benim için taşıyabilir misin?

Será que o senhor poderia carregar esta sacola para mim?

Sen hiç yabancı bir ülkede alışveriş yaptın mı?

- Você já fez compras num país estrangeiro?
- Vocês já fizeram compras num país estrangeiro?

Lütfen ona biraz alışveriş yaptıktan sonra geleceğimi söyle.

Por favor diga a ela que virei depois de fazer algumas compras.

O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

Ela pode ter saído para fazer algumas compras.

Bu alışveriş merkezi o kadar büyük ki çıkışı bulamıyorum.

Este shopping é tão grande que não posso encontrar a saída.

"Annen nerede, Tom?" "O, kız kardeşimle birlikte dışarıda alışveriş ediyor."

"Onde está a sua mãe, Tom?" "Ela está fazendo compras com a minha mana."

Alışveriş merkezinde Noel baba olarak çalıştığım yarı zamanlı bir işim var.

Trabalho meio-período como Papai Noel num shopping center.

Açık hava pazarında alışveriş yapmak bir mağazanın içinden daha az risklidir.

Fazer compras numa feira a céu aberto é menos arriscado do que estar dentro de uma loja,

O, çocuklarının para ile alışveriş etmelerine yardım ederek çok zaman harcar.

Ela passa muito tempo ajudando os filhos dela a aprender a mexer com dinheiro.

Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.

Tom perdeu a lista de compras que sua mãe lhe dera e comprou somente as coisas que queria comer.

Bütün ev işlerini yapmak zorunda kaldım, ama keşke sinemaya ya da alışveriş yapmaya gitseydim.

- Tive que fazer todo o serviço doméstico, mas queria ter ido ao cinema ou fazer compras.
- Eu tive que fazer todo o serviço doméstico, mas eu queria ter ido ao cinema ou feito compras.

Şu an ben evime alışveriş yapmayı düşünüyorum ve gidebilecek bir market bulamıyorum. Güvenli değil çünkü.

Estou pensando em fazer compras na minha casa agora e não consigo encontrar um mercado para ir. Porque não é seguro.