Translation of "Bilmeyen" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Bilmeyen" in a sentence and their portuguese translations:

O, bilmeyen tek kişidir.

Ela é a única que não sabe.

Ben bilmeyen tek kişiydim.

Eu era o único que não sabia.

- Hâlâ okuma bilmeyen insanlar var.
- Hâlâ nasıl okunacağını bilmeyen insanlar var.

Ainda há pessoas que não sabem ler.

Tom okuma yazma bilmeyen değil.

Tom não é analfabeto.

Beni bilen bilir, bilmeyen nasıpse öğrenirler.

Quem me conhece, me conhece; quem não conhece, pode me conhecer.

Böylelikle şifreyi bilmeyen o linki olsa dahi

mesmo que ele tenha esse link que não sabe a senha

Artık İncil'i bilmeyen insanlarla tanışmak oldukça yaygın.

Atualmente é bastante comum encontrar jovens que não conhecem a Bíblia.

Tom nasıl Fransızca konuşacağını bilmeyen tek kişiydi.

Tom era o único que não sabia falar francês.

Bunu nasıl yapacağını bilmeyen tek ben değilim.

- Não sou o único que não sabe fazer isto.
- Eu não sou o único que não sabe fazer isto.

Ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde

Ninguém sabe a história da cigarra e da formiga

Sanırım Tom burada onu nasıl yapacağını bilmeyen tek kişi.

Eu acho que Tom é o único aqui que não sabe fazer isso.

Lola'yı hiç bilmeyen sen, nasıl aşktan konuşmaya cüret ediyorsun?

Como ousa falar de amor; você, que nunca conheceu Lola?

Lütfen bilimin b sini bilmeyen insanlar bir şeyler bildiğini zannedip konuşmasın ya

Por favor, não pense que as pessoas que não conhecem ciência sabem que sabem alguma coisa.

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.

Milhões de pessoas que sonham com a imortalidade não sabem sequer o que fazer numa tarde chuvosa de domingo.